8 Nisan 2014 Salı

Felipe Melo



Pazar akşamından beri Felipe Melo üzerinden ahlak dersi verilmeye çalışılıyor. Türlü genellemeler yapılıyor, Melo üzerinde bir algı yaratılmak isteniyor.

Önce şunu bir netleştirelim; Galatasaray, Fenerbahçe'yi yıllardır Kadıköy'de nasıl muamele görüyorsa aynı muameleyi gösterip, o şekilde yenmiştir. Ne hikmetse Galatasaray'ın Fenerbahçe'yi yenmiş olduğu maçlardan sonra zaten futbol hep ikinci planda kalır, gündem bir şekilde değişir ve galibiyet gölgelenmeye çalışılır.

Medyada uzun bir süredir hakim olan Fenerbahçeli hegamonyasını hepimiz biliyoruz. Sözde adalet isteyenlerin aslında nasıl da yapmacık kişiliklere sahip olduğunu bilhassa şike sürecinde çok açık şekilde gördük. Bazı spor gazeteleri, ne hikmetse, kendilerini birden taraf tutarken bulmuş ve suçlu olup olmadığına bakmaksızın ''marka değeri'' adı altında Fenerbahçe'nin yanında durarak, diğer taraftarları kışkırtıcı manşetler atmıştı.

Öyle bir algı yaratıldı ki; sanki Felipe Melo'ya ceza verilse ya da Melo Galatasaray'dan uzaklaştırılsa Türk futbolu pür-i pak bir hale gelecek. Kusura bakmayın ama artık bu numaraları yiyen çok az insan var.

Galatasaray, son 10 yılda Kadıköy'de maç kaybederken sahada Fenerbahçeli oyuncular tarafından sürekli tekme tokat dövüldü. Lugano'sundan tutun Tuncay'ına, Volkan'dan Emre'ye kadar sürekli saha içerisinde Galatasaraylı futbolcular tahrik edildi ve kırmızı kart görmeye zorlandı. Kırmızı kart gören oyuncular da hiçbir zaman Emre Belözoğlu gibi kontrolünü kaybetmeye çok müsait isimler değildi.

Volkan geldi Ali Sami Yen'de kıçıyla top istop etti akabinde kasıklarını avuçlayıp Galatasaray taraftarına hareket çekti. O gün kimse çıkıp da ahlaktan, genel örf ve adetlerden bahsetmedi. Fazla uzağa gitmeyin; geçen sene Meireles eliyle kasıklarını avuçladı ceza dahi almadı. Hakemin suratına tükürdü ödül niyetine cezası aşağıya çekildi. Fenerbahçeli taraftarlar Drogba ve Eboue'ye muz fırlatıp ırkçılığı aleni biçimde memlekete soktu anında hasıraltı edildi. Şike meselesine zaten hiç girmeyeceğim bile.

Tüm bu olaylar yaşanırken bugün ahlak dersi vermeye kalkan sözüm ona tarafsız, elit gazeteci abiler kafasını kuma soktu. Mesela ben hiç Enver Aysever'in, İsmail Saymaz'ın, Cüneyt Özdemir'in falan kalem oynattığını, bu konualara değindiğini hatırlamıyorum. Ya da ota boka güzellemeler yazıp aklı sıra tespit kastığını düşünen Yılmaz Özdil'den de bu minvalde bir yazı görmedim. Ama tabi bu şahısın daha önemli işleri vardı mesela Fenebahçe kongresi öncesi Aziz Yıldırım lehine yazı yazıp paylaşmak gibi...

Daha yazacak çok şey var da kısa keseceğim. Kimin ne bok olduğunu biz artık çok iyi anladık ve biliyoruz. O yüzden kimse Felipe Melo üzerinde algı oluşturmaya çalışıp, kendince bazı hayaller kurmasın. Felipe Melo; karşısındaki güruh hangi dilden anlıyorsa o şekilde konuşmuştur ve allahına kadar da yaptıklarında haklıdır. Ahlak, terbiye gibi sözcükleri ağızlarına almaya cürret edenler o sınavdan kalalı çok oldu. Bu şahısların söyledikleri yok hükmündedir ve yine bu gibi insanlara Felipe Melo'yu yem etmeyeceğimizi herkes bilmelidir.

Bir kez daha helal olsun Felipe Melo. Göte göt diyebildiğin için.