23 Mayıs 2012 Çarşamba

Galatasaray Erkek Basketbol Takımı




Galatasaray'ı yıllardır, basketbol ve futbol ağırlıklı olmak üzere, takip ederim. Çocukken babam ile çoğunlukla Şampiyonlar Ligi olmak üzere birçok maçına gittim Galatasaray'ın futbol branşında. Fakat basketbolda Galatasaray'ı salondan takip etmek bir türlü kısmet olmamıştı. Ama babamla ne zaman basketbol maçı izlesek, ''oğlum basketbolu yerinde izlesen daha çok seversin'' derdi.

Yanılmıyorsam 2009-2010 sezonuydu. O sene ÖSS'ye hazırlandığım için televizyondan takip ediyordum sadece maçları. Ne Ali Sami Yen'e ne de Abdi İpekçi'ye gitme fırsatı bulamamıştım.

Güneşli bir hafta sonuydu. Galatasaray ligin son maçında Bornova ile oynuyordu. Küçük de olsa takımın küme düşme ihtimali vardı. Malum o sene Cemal Nalga olayı yaşanmış, Galatasaray neredeyse küme düşecekti. Sağolsun ''kara gün dostu'' Cem Akdağ ve öğrencileri insanüstü bir gayret ile takımı ligde tutmuş, neredeyse play off'a bile sokacaklardı. Hem sınav stresini iki saatliğine de olsa üzerimden atmak hem de takıma teşekkür etmek için koyulduk babam ve kardeşimle yola ve Abdi İpekçi'ye gittik. İlk gittiğim basketbol maçı o maçtı. Herhalde hayatım boyunca unutmam.

Sonraki sene yeniden yapılanma, Oktay Mahmuti'nin coach olarak gelmesi ve bu sene Euroleague'de yapılanlar...

Babam söylediğinde haklıydı, basketbol yerinde izleyince çok daha keyifliydi. Bu sene ailecek basketbol kombinesi aldık ve maçların büyük çoğunluğunda salonda olduk. İtiraf etmem gerekirse ben de her Galatasaraylı gibi bu sene şampiyonluğa kesin gözüyle bakıyordum. Çünkü takıma inancım tamdı.

Normal sezonu lider bitiren ve saha avantajını eline alan Galatasaray Medical Park, beklenmedik bir şekilde yarı finalde lige veda etti. Tabi burada başta Ergin Ataman olmak üzere tüm ''Beşiktaşlı basketbolcuları'' yürekten tebrik ediyorum. Seriyi hakettiler ve kazandılar.

Üzüldüğüm nokta bu denli güzelliklerin yaşandığı bir sezonun lig şampiyonluğuyla süslenememiş olması ve daha da önemlisi; şampiyon olunması halinde cebe konulacak olan üç yıllık Euroleague'e katılma hakkının elimizden gitmesi.

Hem, şampiyon olup yılların getirdiği hasreti dindirme fırsatını teptik; hem de bu sene büyük renk kattığımız Euroleague'de kalıcı olma fırsatını kaçırdık.

Kızgınlık yok aksine moral bozukluğu çok fazla. Futbolda şampiyonluğu kaybetmiş kadar üzüldüm neredeyse.

Ama ben, başta Oktay Mahmuti olmak üzere bu sene Galatasaray forması için ter döken herkese yürekten teşekkürlerimi sunuyorum. Ellerinden geleni yaptılar. Galatasaray camiasını basketbolun şampiyonlar ligi'nde çok çok iyi temsil ettiler ve ''we are the best Galatasaray'' tezahüratını Avrupalıların aklına kazıdılar.

Önümüzdeki sezon çok daha iyi bir kadroyla, aynı inançla ve aynı mücadele ile; ''son topa kadar'' savaşacaklarından zerre kuşkum yok.

Seneye daha güzel ve önemli zaferlerde, Abdi İpekçi'de buluşmak üzere!

2 yorum:

  1. ... Galatasaray camiasını basketbolun şampiyonlar ligi'nde çok çok iyi temsil ettiler ve ''we are the best Galatasaray'' tezahüratını Avrupalıların aklına kazıdılar... Tüylerimin diken diken olduğu nokta. Ellerine sağlık çok güzel bi yazı.

    YanıtlaSil