20 Haziran 2013 Perşembe

Galatasaray Erkek Basketbol Takımı



Sezonun en özel adamlarına bir teşekkür yazısı bu...

Futboldan sonra en çok takip edilen spor dalı olan erkek basketbolda tam 25 maç üst üste kazanma başarı gösterip, 23 yıl aradan sonra Galatasaray camiasına bu branşta şampiyonluk hediye ettiler.

Dile kolay, 25 maç...

Aslında başardıkları çok büyük bir iş fakat şu an birçoğumuz farkında değiliz. Zira bu takımın şampiyon olacağını çoook önceden hepimiz biliyorduk. Bu duygu da bizi ister istemez bir rahatlığa sürükledi. ''Acaba şampiyon olacak mıyız?'' sorusundan ziyade; ''şampiyonluk kupasını ne zaman kaldıracağız?'' sabırsızlığına geçiş yaptık.  Aynı durum futbolda da söz konusu olmuştu. Gençlerbirliği'nin Fenerbahçe'den puan aldığı hafta lig bitmiş, sonraki haftalar kısmen ''öylesine'' oynanmıştı.

Tabi bu noktaya ulaşmak kolay olmadı. Sene başında Oktay Mahmuti gidip yerine Ergin Ataman geldiğinde bu takıma inanan insan sayısı azınlıktaydı.

Maça gelmeyenlerden tutun da, takımı takip etmeyenlere kadar bir sürü insan gördük bu dönemde. Birilerine olan kızgınlıkları Galatasaray sevgilerinin önüne geçti ne yazık ki.

Yaşanan sakatlıklardan sonra Ergin Ataman yeni oyuncu istediğinde ''ehehe yine oyuncu istiyor, bahane arama'' diye dalga geçenleri sıklıkla gördük. Bunları yapanlara tepki gösterdiğimizde ise kötü olan yine biz olduk.

Böyle durumlarda her şeyin ilacı zamandır. Yapmanız gereken tek bir şey vardır; beklemek. Ve aynı zamanda inandığınız insana destek vermek.

Aynı durum iki sene önce Fatih Terim geldiğinde de yaşandı. Bakın herhangi bir ismi söylemiyorum, Fatih Terim diyorum.

Galatasaray'ı bulunduğu durumdan çıkaracak tek isim Fatih Terim dediğimizde ''ama onun egosu var'' dan tutun da ''sadece motive etmekle bu işler olmaz'' safsatasına kadar bir sürü argümanla bu karara karşı çıkıldı. O gün de aynı şey geçerliydi. Sadece beklemek gerekiyordu. İnancımızı kaybetmeden ve destekleyerek...

Zaman orada olduğu gibi burada da bizleri haklı çıkardı. Ergin Ataman; ona inanan az sayıdaki Galatasaray taraftarını utandırmadı ve bu kulübe türlü zorluklar altında çok ama çok değerli bir şampiyonluk kazandırdı.

İşin teknik ve taktik kısmına girmek istemiyorum ama takımın en önemli üç dört ismi geri dönüşü olmayacak şekilde takımdan ayrı kalmak durumunda kaldı hem de sezon ortasında. Takıma olan inanç zaten yerlerdeyken böyle bir durumun altından kalkma başarısını her teknik adam ve takım gösteremez. Ergin Ataman işte bunu başardığı için çok değerli ve bir o kadar da özel bir koç.

Size samimi gelmeyebilir ama içinde Galatasaraylılık hissini taşıyan bir adam Ergin Ataman. Ve çok da iyi bir winner.

Büyük başarılara ulaşmak istiyorsanız bazen risk almanız gerekir. Denenmemişi denersiniz. Misal; bu sene Anadolu Efes ile oynadığımız maçta bu zamana kadar hiç yapmadığı bir hamle olan üç uzunlu oyuna döndü Ergin Ataman ve bu sayede o maçı kazandı. Şartlar zordu ve bir şeyler yapması gerekiyordu. Neticede bir tercihte bulundu ve kazandı, yeniden.

Galatasaray için çok geç kalmış bir adımdı erkek basketbol branşında şampiyon olmak. Doğru insanın önderliğinde aşıldı bu eşik. Artık çok daha büyük hedefler peşinde koşma zamanı, fazla hayalperest olmadan ancak inanarak. Zira inanç ve çalışma başarıyı getirir. Ergin Ataman önderliğindeki Galatasaray da bunu başarabilecek güçte.

Ne söylense yetersiz gibi gözüken durumlar vardır ya; bu şampiyonluk da öyle işte.

Emeği geçen oyuncular, teknik ekip ve Ergin Ataman'a en içten teşekkürlerimle...

1 yorum: