11 Temmuz 2013 Perşembe

İç transferin önemi



Transfer önemlidir. Bilhassa taraftarlar için dış transferler çok önemlidir. Taraftar; sürekli yıldız oyuncu gelmesini ve onları kendi takımlarının forması altında izlemeyi ister. Hakkıdır da.

Bir de iç transfer vardır. Taraftar; sevdiği oyuncuların sözleşmesinin uzatılmasını ister ve çoğu zaman da olaya mantıksal çerçevede değil, duygusal açıdan bakar. Yine hakkıdır. Çünkü taraftarlık böyle bir şeydir. Çoğu zaman futbolun bir oyun olduğunu unutup, oyuncu ve teknik heyetle bağ kurarsın. Birnevi aşk gibidir. Aşk'ta da mantık devreye girse, duygular kaybolur. Nasıl ki aşk'ın en saf hali güzelse; futbol takımlarına beslenen sevgide de bu güzeldir. Hesapsız, kitapsız; sadece sevmek. Ne güzel şey...

İç transfere değineceğim. Geçtiğimiz günlerde Gökhan Zan ve Engin Baytar ile sözleşme yenilendi. Gökhan Zan'ın ''cam adam'' görüşlerinden sıyrılıp, saygı duyulan bir oyuncu halini almasına çok sevindim.

Bir futbolcunun taraftar nezdinde olumsuz algıya sahip olması çok kötü bir durumdur. O algıyı kırmak çoğu zaman imkansıza yakındır. Bunu başarabilenler de saygı duyulmayı hakeder. Gökhan Zan da saygıyı hakediyor.

İlk 11 oyuncusu olmadığını o da biliyor. Çoğu zaman yedek kalıyor ancak kapris yapmıyor. Çalışıyor. Sadece ve sadece çalışıyor. Görev kendisine geldiğinde de elinden gelenin en iyisini yapıyor. Allah çalışana yardım eder derler; Gökhan da formayı kaptığında ortaya koyduğu yürekle taraftar nezdindeki algısını değiştirmeyi başardı birnevi çalışmanın karşılığını aldı. Rotasyonda çok faydalı olacaktır.

Gelelim Engin Baytar'a.

İnsanları kaybetmek kolaydır. Mühim ve zor olan onları kazanabilmektir. Fatih Terim'in de bu konuda usta bir isim olduğunu biliyoruz. Yine kolay olanı seçmek yerine zor olanı tercih etti. Engin'e bir kez daha ''sana güveniyorum'' mesajı verdi. Engin bu mesajın ne kadarını algılayabilecek, onu sezon içerisinde göreceğiz.

Malum yabancı meselesinden sonra Türk oyuncuların hem önemi hem de ortaya koyacakları performans kat be kat arttı ve başarıda kilit rol halini aldı.

Engin, iki sene önce Kadıköy'de ilan edilen şampiyonluğun kahramanlarındandı. Ancak aynı Engin geçen sezon adeta yokları oynadı. Hazır, futbola konsantre olmuş bir Engin'in neler yapabileceğini hepimiz çok iyi biliyoruz. Yedekte Türk oyuncuların oturacak olmasını da göz önüne alınca Engin'in göstereceği iyi performansın en az dış transfer kadar değerli olacağını söylemek sanırım yanlış olmaz.

Engin, işin sadece teknik kısmından ziyade mücadele gücüyle de çok değerli bir oyuncu. Misal, yetişmesi zor olan topa bile koşar ya da ekstra çaba sarfederek top kapar, taraftar bu olaydan sonra gaza gelir, desteğini arttırır vs.

Drogba ve Sneijder faktörü


Geçtiğimiz sezon potansiyelini sahaya yansıtamayan bir diğer isim de Wesley Sneijder'di. Neden bilmiyorum ancak Sneijder inanılmaz derecede göz ardı ediliyor. Sneijder'in ne denli büyük bir oyuncu olduğunun farkında değil sanırım insanlar. Mevkisinin sayılı oyuncularından biri önümüzdeki sene Galatasaray hücumlarında beyin olacak. Bu durumun farkedilmemesininde temel sebep Sneijder'in geçen sene sakatlıktan ötürü son haftalarda sahada olamaması sanırım.

Didier Drogba, geçen sezon başlangıcını Çin'de yaptığından fizik olarak üst seviyede değildi. Her ne kadar 35 yaşında olsa da normal fiziği çok iyi olduğu için yaş onun adına dezavantaj olmuyor. Buna rağmen Drogba'nın geçen sezona damga vurduğunu düşünürsek, hazırlık kampını Galatasaray'da yemiş bir Drogba'nın önümüzdeki sezon çok çok daha etkili olacağı varsayımında bulunmak sanırım yanlış olmaz.

Göründüğü üzere Galatasaray'ın mevcut kadrosuna Engin, Sneijder ve Kazım gibi takım içinde olan ancak geçen sezon belirli sebeplerden ötürü fayda sağlayamamış isimler katılacak. Bu, en az dış transfer kadar önemli ve dikkat edilmesi gereken bir husus. Zira sezon içerisinde bu oyuncuların verdikleri katkının ne kadar değerli olduğunu hep birlikte göreceğiz...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder