10 Nisan 2012 Salı

Melo - Riera Krizi Üzerine




Geçen gün okula sohbet tadında bir konuşma yapmak için Atilla Türker geldi. Esasinda ben üçüncü sınıf olmadığım için katılma şansım yoktu ancak sağolsun Mehmet Hoca'dan izin alarak konuşmaya dahil oldum.

Fenerbahçe medyası üzerine konuşarak başladık sohbete, oradan şike soruşturmasına geçtik. Normalde Bilal Meşe gelecekti fakat kendisi rahatsızlandığı için yerine Atilla Türker geldi. Açıkçası Atilla Türker'in gelmesine daha çok sevindim zira Türkiye'de bir numaralı gündem maddesi şike ve Atilla Türker bu soruşturma boyunca söylemleriyle bu olayın üzerine giden ve dik durmayı başarabilen nadir gazetecilerden.

Atilla Türker, bu soruşturmanın baş aktörü Fenerbahçe değil de, Galatasaray yahut Beşiktaş olsaydı şimdiye kadar çoktan küme düşmüştü dedi. Aslında bu, hepimizin bildiği bir durum. Ortada bu kadar delil, belge varken hala Fenerbahçe'nin ligde yer alması ve şampiyonun belirleneceği play off'a katılması ( o samimiyetten uzak ''süper final'' kelimesini kullanmayacağım üzgünüm) başlı başına skandal.

Galatasaray Erkek Basketbol Takımı'nda yaşanan forma skandalından sonra ( ki kesinlikle tasvip etmediğim bir olay) kendisini direkt etkilemeyen bir hadisede ''bu olayın takipçisiyiz'' diye açıklama yapan Fenerbahçe, böylece medyayı da yanına çekmiş ve Galatasaray Erkek Basketbol Takımı o sezon düşmekten beter edilmişti.

Bunları neden söyledim, şöyle ki; günlerdir manşetleri süsleyen bir olay yaşandı Galatasaray'da. Melo ve Riera idmanda birbirine girdi ve Melo olayı abartarak Riera'ya vurdu. Bir başka kulüpte yaşansa bu olay, ki daha önce yaşandı, olayın üstü örtülür, Fatih Terim'in de söylediği gibi oyuncular idmanda birbiriyle öpüştürülüp, olay hasıraltı edilebilirdi.

Galatasaray bunu yapmadı ve herşeyi olduğu gibi açıkladı. Buna rağmen, Fenerbahçe'nin tekelinde olan medyada bu olay, abartılarak inanılmaz boyutlara çekildi. 45 saniye dövdü lafları, kapıların kilitlendiğine dair asılsız iddialar ortalığı kasıp kavurdu. Türkiye'de yapıldığına dair belgelerin kol gezdiği şikenin, teşviğin üzerine gitmeyen/gidemeyen medya; bu olayı bir fırsat görüp yine Galatasaray'a saldırdı.

Galatasaray'ın bunca medya baskısına rağmen bu krizi iyi yönettiği kanaatindeyim. Tabi bu olay sonucunda Melo'nun sene sonunda Galatasaray'da kalma ihtimali yüzde 90 ise, bu oran yüzde 50 lere düşmüştür, bu da bir gerçek fakat en azından play off sürecinde takıma katkı verecek olmaları bence doğru bir karar.

Bu yaşananlardan sonra Melo'nun hırs yapacağı kanaatindeyim. Tabi bu yaşananlardan sonra, hırsını rakipten ve hakemden çıkarmaya çalışmak, kendisi açısından yapılacak, yapılması gereken en son harekettir. Bu hırs sayesinde sahada takımına vereceği katkı üst limiti zorlayacaktır. Fatih Terim'in de dediği gibi, Galatasaray bu olaydan güçlenerek çıkacaktır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder