9 Ağustos 2012 Perşembe

Galatasaray: 1-0 :Fiorentina


Galatasaray'ın sıkıştırılmış fikstüründe, Fenerbahçe maçından önce oynayacağı son hazırlık karşılaşmasıydı Fiorentina maçı.

Çıkan ilk 11, büyük ihtimalle pazar günü de sahada olacak olan ilk 11'di. Maçın önemi bu yüzden biraz fazlaydı.

Özellike ilk yarıda oyunu rakip yarı alana yığan, kaptırdığı toplardan sonra ikili, üçlü sıkıştırmalarla top kapmaya çalışan bir Galatasaray gördük. Açıkçası bu sıkıştırmalar sonuç getirdi ve kaptırdıktan kısa bir süre sonra Galatasaraylı oyuncular yeniden top kapmayı başardılar. Bu önemliydi.

Aynı Lazio maçında olduğu gibi bu maçta da dikkatim Semih - Dany ikilisi üzerindeydi. İkili arasındaki uyumun beklediğimden daha kolay oluşmaya başladığını söyleyebilirim. Zira Dany, kendisinden beklediğimiz o iyi oyunu bu maçta gösterdi. Kesiciliğinin yanı sıra, geriden oyun kurarken de çok etkiliydi Kamerunlu oyuncu. Dany'nin en önemli özelliği oyunu okuyarak oynuyor olması. Hem defans yaparken hem de top kullanırken.

Engin'in erken sakatlığı sonucu oyuna Amrabat dahil oldu ve Emre Çolak orta sahaya gelerek, Selçuk'un yanına yerleşti. Açıkçası Emre Çolak'ın orta sahada denendiğini görmek beni mutlu etti. Zira ben, Emre Çolak'ın kanatlar kadar orta sahada da çok başarılı olacağını düşünenlerdenim.

Emre Çolak, geçen seneki oyununun üzerine koymuş bu çok belli (Semih'i de unutmak olmaz tabi). Her zaman için çok iyi bir alternatif olmakla birlikte, ilk 11'i de ciddi şekilde zorlayacaktır genç oyuncu.

Galatasaray her ne kadar sonuca merkezden giden bir yapıya sahip olsa da, kanatlardaki etkisizlik takımın hanesine eksi olarak yazılıyor. Fiorentina maçının büyük bölümünde de bunu gördük. Galatasaray, top kendisindeyken çok iyi top çeviriyor, bu şekilde rakip takımları yorarak aynı zamanda dikkatlerini de dağıtmaya çalışıyor ve bir boşluk kovalıyor. Fakat disiplinli bir takım ile karşılaşıldığında bunu başarmak çok kolay olmuyor. İşte tam da bu noktada devreye kanat aksiyonlarının girmesi gerekiyor. Fakat Galatasaray'da en büyük eksiklik bu. Hamit henüz beklenen seviyede olmadığı için sağ kanat, Amrabat da henüz takıma yeni katıldığı için sol kanat bu anlamda sınıfta kalıyor. Ancak gerek Hakan Balta gerekse de Eboue'nin bekten gelerek hücumda bindirme yapması, bu eksikliğin yarattığı sıkıntıyı kısmen de olsa azaltıyor. Fakat bu da bir yere kadar etkili oluyor. Muhtemelen Fatih Hoca da bu eksikliğin farkındadır ve üzerinde muhakkak çalışıyordur.

Elmander'in oyunun büyük bölümünde sahada kalması önemliydi. Zira Burak'ın cezalı olmasından ötürü hem Fenerbahçe maçında hem de ligin ilk haftalarında üzerinde büyük yük olacak. Elmander, Baros ile oynarken hücumda gole çok rahat ulaşıyordu Galatasaray. Fakat Baros'un zamanla geriye gitmesi ve artık takımdaki misyonunu tamamlamasıyla bu hücum opsiyonlarından mahrum kaldık. Hoca, Elmander'in yanında oynayacak doğru adamı aradı dün gece. Necati ile aralarındaki uyumun nasıl olabileceğini geçen sene zaten bolca görme fırsatı bulmuştuk. Asıl merak edilen, Elmander'in Umut Bulut ile nasıl bir ikili olacağıydı.

Elmander ve Umut Bulut, maç boyunca pres yapmaktan sıkılmayan iki oyuncu. Zaten Umut oyuna girdikten sonra birçok kez yaptığı presle rakibin topu olumsuz kullanmasını sağladı. Hatta öyle ki oyunun son dakikalarına girdiğimizde dahi Umut pres yapıyordu. Bu, Fenerbahçe maçı öncesi olumlu bir görümtüydü. Zira Fenerbahçe oyunu gerinde kuran, ayağa pas yapamadığı zaman darmadağın olan bir takım. Fatih Hoca da bunu bildiği için geçen sene Fenerbahçe ile oynanan maçlarda oyuna hükmeden taraf hep Galatasaray olmuştu.

Fenerbahçe maçına geçmeden hemen önce, Fiorentina maçı ile ilgili son sözlerimizi söyleyelim.

Bu maçın ilk onbirine bakarak, sadece Fenerbahçe maçı öncesi değerlendirme yapılabilir. Genel bir değerlendirme için oynanan üç maçı harmanlamak lazım. Bu da bize, Galatasaray'ın çok ama çok iyi bir yolda olduğunu gösteriyor.

Pazar gününe dönecek olursak;

Maç için Galatasaray'daki tek handikap; fizik olarak henüz hazır seviyeye gelmemesi. Bu maç sezon öncesi oynanmamış olsa, Galatasaray'ın istediğini çok rahat bir biçimde alacağı ön görüsünde bulunabilirdim. Fakat bu kez maç çok ortada. Galatasaray fizik gücü yettiği müddetçe oyuna hükmedecektir. Hücumda çok da istikrarlı olamayan kanat akınları ne denli fazla olursa, Galatasaray'ın maçı kazanma ihtimali de o kadar artar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder