21 Mart 2012 Çarşamba

Erken Veda




Deplasmanda Fenerbahçe'ye karşı sergilenen güzel futbol ve son dakikada kaçan galibiyet, takımın özgüvenini fazlasıyla arttırmış. Özellikle Sivasspor karşısında, bilhassa ilk 45 dakika, sergilenen futbolda bunu net bir biçimde gördük.

İlk yarıda Galatasaray muuazzam bir baskı kurdu rakibi karşısında. Aynı Fenerbahçe'ye yaptığı gibi Sivasspor'u da rakip yarı sahasına hapsetti. Bu baskı, Galatasaray'ın rakip kalede tehlikeli olmasını sağladı ancak skorun değişmesini sağlayamadı.

Bazı kilit oyuncuların yokluğunda Galatasaray'ın temel sorunu bir kez daha gözler önüne serildi. Takımda sene başından beri varolan fakat Fatih Terim'in müthiş dehası ile bu eksikliği hissetmediğimiz ''yaratıcı oyuncu'' zaafı, Fenerbahçe maçından sonra bugün de kendini gösterdi.

Galatasaray rakip üzerinde müthiş bir baskı kuruyor fakat bu baskı gol ile sonuçlanmayınca manasızlaşıyor.

Bugünkü maç bize bir şeyi daha gösterdi. O da; Elmander'in bu takım için ne denli değerli bir oyuncu olduğu.

Hem Necati hem de Milan Baros bugün adeta sahada yoktular. Ne Baros ne de Necati, Elmander kadar güçlü olamadıkları için Galatasaray gol yollarında ciddi sıkıntı çekti. Necati ve Baros rakip savumayı yıpratamadılar ve rakip savunmanın diri kalmasına sebep oldular. Hal böyle olunca, ne Necati ne de Baros golü getirecek o son vuruşu yapamadılar.

Maçın iyilerinden olan isim de Aydın'dı. Maç sonu öğrendik ki sakatlığından dolayı çıkmak zorunda kalmış. Onun yeniden taraftarı heyecanladıracak bir futbol sergilemesi bile başlı başına bir olay. Burada da Fatih Terim'e bir kez daha saygı duyması lazım herkesin. Belki de sene sonunda, Emre Çolak ile Semih Kaya'nın yanına Aydın Yılmaz'ı ekleyeceğiz kimbilir...

Sivasspor ilk yarının son beş dakikasında Galatasaray kalesinde tehlikeli işler yapabildi ancak. Yani Sivasspor turu daha fazla haketti diyemeyiz. Galatasaray turu ne kadar hakettiyse, Sivasspor da o kadar haketti. Fazlası yok.

Oyuna sonradan girenlerden fark yaratan isim Emre Çolak oldu. Çok çalıştı, çok mücadele etti ancak o da maçın dönmesini sağlayamadı. Aslında Engin'in yerine orta sahada onun oynaması belki Selçuk'un aktifliği açısından daha yararlı olabilirdi.

Tabi Selçuk'un aktifliği demişken, Melo'ya da ayrı bir parantez açalım o halde. Özellikle Galatasaray'ın savunma kurgusu açısından çok önemli bir isim olduğunu daha önce söylemiştik. Fatih Terim'in de söylediği gibi, iyi oynadığı maçların hatrına, bazı karşılaşmalardaki lakayıt tavırlarını ''görmezden gelmek'' gerekiyor sanırım. Atağa kalkarken yapılan ayağa paslarda Selçuk'a müthiş kolaylık sağlıyor, aynı zamanda rakip atakları ilk olarak o karşılıyordu. Bugün Engin bu işlevi göremedi. Fatih Hoca, Engin'in delidolu halinden yararlanmak istedi ancak orada Ceyhun Gülselam'ın denenmesi, Engin'in kanatlara kayması daha olumlu sonuçlar doğurabilirdi.

Bu maçı fazla kafaya takmayarak ancak gerekli dersleri de çıkararak önüne bakmalı Galatasaray. Önündeki üç maç fazlasıyla önemli ve değerli. Çünkü puan farkını daha da arttırma şansına sahip olacak oynadığı maçları kazandığı takdirde. Diyelim ki bir şekilde fark açılmadı, o zaman da aradaki puan farkını korumuş olacak rakipleriyle.

Unutulmasın ki, Galatasaray ''hala'' bu ligin en iyi top oynayan takımı. Kulübede ise bu takımın sahip olduğu potansiyeli fazlasıyla kullanan Fatih Terim var. Kupa'dan elenmek pek tabii üzüntü verici ancak play-off öncesi bu sonuç, küçük bir uyarı olarak görülmeli.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder