4 Şubat 2012 Cumartesi

Gaziantepspor:1 - 2:Galatasaray | Diriliş




Bu maç için en uygun olan başlık bence budur ''diriliş''

Galatasaray'ın önümüzdeki iki hafta içerisinde yükselişe geçeceğini düşünüyordum. Bunu da zaten söylemiştim. Gaziantepspor deplasmanı kuşkusuz zor bir deplasman. Yarın, Fenerbahçe ile Beşiktaş'ın karşılaşacak olması da maçın halihazırda olan önemini bir üst seviyeye taşıdı.

Futbol oynamak isteyen takımlar için, Gaziantepspor'un sahip olduğu zeminler ciddi sıkıntıdır. Kadro yapısı itibariyle iki takım da teknik oyunculara sahip ve bu sebepten ötürü zemin iki takımı da olumsuz etkiledi. Çoğunlukla Anadolu takımları, kötü zemini kendileri için bir avantaj olarak görürler ancak aynı şeyi Gaziantepspor için söylemek çok doğru değil.

Sakatlıktan döndükten sonra bir türlü istenilen seviyeye gelemedi Sabri. İnsanlar çoğunlukla eleştirirler Sabri'yi fakat ben hiç bu kadar kötü oynadığını hatırlamıyorum Sabri'nin. Sakatlık ondan çok şey götürmüş. Yapılmaması gereken bisürü basit hata yaptı. Sakatlıktan sonra bu hatalardan bolca yaptı ve hala da yapmaya devam ediyor. İşte bu sebepten, Eboue'nin geri dönüşü Galatasaray için çok ama çok önemli.

Transfer olduktan sonra fazlaca eleştirildi Fildişili oyuncu. Daha sonra gerçek mevkisi olan sağ beke geçmesiyle beraber kalitesini göstermeye başladı. Uzun süre devam eden gol yememe ve galibiyet serilerindeki kilit oyunculardan biriydi. Sadece defansif olarak önemli diye de sınırlamamak lazım Eboue'nin katkısını. Hücumda da Galatasaray için çok değerli bir adam Eboue. Hücuma çıkışları, attığı sürpriz goller Galatasaray için çok değerli. Adam eksiltip, tek başına büyük işler başarabilecek oyuncu eksikliği hisseden Galatasaray için Eboue'nin hücum aksiyonları büyük önem taşıyor. 0-0 giden ve kilitlenmiş Gençlerbirliği maçında attığı gol ile takımına 3 puan kazandırması bunun en güzel örneği.

Galatasaray'ın yeniden kendine gelebilmesi ve yeni bir seriye başlayabilmesi için bu tarz bir galibiyete fazlasıyla ihtiyacı vardı. Zor şartların altından başarıyla kalkabilmek, hem moral hem de güven açısından çok önemli. Gaziantepspor karşısında geriye düşüp kazanması, Galatasaray için daha hayırlı oldu diyebiliriz aslında.

Engin maç boyunca sakat sakat mücadele etmiş. Bana göre sahanın yıldızıydı. Elmander'e attırdığı gol bir yana, ilk yarıda Selçuk'a ''al da at'' dediği pozisyon da şahaneydi. Engin aslında ikinci yarının en formda oyuncularından biri. Adanademirspor ile oynanan kupa maçından beri bir yükseliş içerisinde deneyimli oyuncu. 4-4-2 sisteminde ona yer bulmakta zorluk çekiyordu Fatih Terim. Kazım'ın gidişiyle beraber Engin için de kontenjan açılmış oldu birnevi. Birkaç pozisyonda topu ayağında fazlaca tutup kaptırdığı toplarla Hasan Şaş'ı anımsatmadı desem yalan olur.

Galatasaray'ın öne geçtiği maçlarda, Selçuk-Melo ikilisinin dizilişteki yerleri farklılaşıyor. Melo, savunmanın önüne set çekiyor. Ceza alanına gelen topları ilk karşılayan oyuncu oluyor. Birnevi süpürücü görevi görüyor. Selçuk ise takımın en önündeki oyuncu olup, presi başlatıyor. Sezon içerisinde bu değişiklik dikkatimi fazlasıyla çekmişti. Galatasaray öne geçtikten sonra yaşanan bu değişikliğin, Fatih Hoca tarafından tasarlandığına inanıyorum artık.

Bir parantez de Necati'ye açmak lazım. Antalyaspor'un maçlarını izlerken, kendisinin eski fizik gücünde olmadığı kanısına varmıştım. Bu da, transferine biraz çekingen yaklaşmama sebep olmuştu. Fakat 4-4-2 sistemine en çok uyacak futbolculardan biri Necati Ateş. Oyun kurucu özelliğinin de bulunması büyük bir avantaj onun için. İlk yarıda Elmander'e bu özelliğinden faydalanarak harika bir pas çıkardı Necati. Attığı gol ise gerçekten çok klastı.

Necati'nin transferi, Baros'a da ciddi bir uyarı niteliği taşıyor. Ve hatta Necati'nin bugün gol ile Galatasaray'a yeniden merhaba demesi, Baros'un bir süre formasından uzak kalması anlamına da geliyor.

Bugünkü galibiyet ile beraber Galatasaray'ın yeni bir galibiyet serisine başladığını düşünüyorum. Eboue'nin de katılımıyla beraber takım savunmasını çok daha iyi uygulayacaktır Galatasaray. Galatasaray takım olarak hücuma çıkıp, takım olarak savunma yapmaya başladığı zaman ''çok gol atan, az gol yiyen'' özelliğini yeniden ön plana çıkaracaktır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder