20 Haziran 2012 Çarşamba

Hoşçakal Aslan Yürekli Hocam



Galatasaray'ın futbol branşına duyduğum ilgiyi, diğer branşlara çok fazla duyamazdım küçükken. Gerald Fitch'in oynadığı zamanlar televizyondan yayınlanan maçları takip etmeye çalışırdım ancak salona gitme şansı hiç bulamamıştım. İlgim çok fazla olmasa da devam etti, özellikle Dee Brown'ın oynadığı zamanlarda daha da fazla takip ettim, hatta Dee Brown'ın oynadığı sene Abdi İpekçi'de bir Efes Pilsen maçımız vardı, biletleri önceden ayarlamamıza rağmen maç günü hastalandığım için gidememiştim. Çok da üzülmüştüm açıkçası, çok istemiştim çünkü gitmeyi.

İlk gittiğim maç Cemal Nalga skandalının yaşandığı sezon, son maç olan Bornova maçıydı.

Haziran ayıydı yanılmıyorsam, Ntvspor'da turuncu ekran belirdi. Ekranda ''Galatasaray antrenörlük için Oktay Mahmuti ile anlaştı'' yazıyordu. Bayağı bir sevinmiş ve heyecanlanmıştım. Bana basketbolu yeniden sevdiren adam diyebilirim Oktay Mahmuti için. Takımın başında kaldığı iki sezon boyunca inanılmaz mutluluklar yaşadık onun kurduğu takım sayesinde.

Olimpiakos maçından sonra ''teşekkür yabancıya edilir, biz bir aileyiz'' dedi. Zaten yüksek derecede olan sevgimizi tavan yaptırdı. Biz onu çok sevdik, gönül isterdi ki onun başantrenörlüğü esnasında şampiyonluk sevinci yaşayalım ama olmadı. Şampiyon olamadık belki ama başkalarının yaşayamayacağı mutlulukları beraber yaşadık.

Gönderiliş süreci inanılmaz derecede üzücüydü. Kabul edilemezdi. Buna rağmen çıkıp konuşacağını sanmıyorum, Rijkaard gibi o da sessiz sedasız veda edecek Galatasaray'a.

Bazen kelimeler yetersiz kalır, öyle bir ruh halindeyim bende. Bu güzel adam için ne yazsam, boş.

Sanırım en az bizim kadar o da, hangi takıma giderse gitsin, sahaya adımını ilk attığında o tezahüratı çok özleyecek;

''Mahmuti Mahmuti Oktay Mahmuti, şampiyon yap bizi Oktay Mahmuti''

Yaşattığın herşey için binlerce kez teşekkürler Aslan Yürekli hocam!


13 Haziran 2012 Çarşamba

Umut Bulut Galatasaray'da



Galatasaray transferde önemli adımlar atmaya devam ediyor. Yerli oyuncusu sıkıntısı çektiğini defalarca söylediğimiz sarı-kırmızılılar, forvet hattını önemli bir ismi transfer ederek güçlendirdi.

Açıkçası yaz başından beri hep hayalini kurmuştum, Umut ile Elmander aynı takımda olsa nasıl olur diye. Sağolsun Fatih Hoca burada da beni yanıltmadı ve Umut transferinin gerçekleşmesini istedi.

Peki bu transferi nasıl okumalıyız?

Açıkçası Elmander ile Umut Bulut yanyana oynadığı vakit öyle bir pres yaparlar ki, kralı gelse savunmasındaki adamları 30 metre öne çıkartamaz. Ancak Fatih Hoca bu ikiliyi ne şekilde kullanacak? Aslında bunu en net görebileceğimiz platform hazırlık maçları olacak, ondan önce söyleyeceğimiz şeyler tahminden öteye geçmeyecek. Ama yine de bir şeyler karalamaktan yanayım ben.

Bugünkü tabloda görünen şu, Galatasaray'ın forvet hattı Umut, Elmander, bir yabancı forvet ve Necati/Sercan şeklinde olacak. Umut geldi diye forvet transferinin bittiğini sanmıyorum, zaten bitmemesi de gerek. Elmander ile Umut büyük ihtimal ile birbirlerini yedekleyecektir. Bu ikiliye bitiriciliği yüksek bir yabancı forvet eklenecektir. Dördüncü isim ise, eğer şike soruşturmasından ters bir karar çıkmaz ise Sercan Yıldırım olacaktır. Aksi bir durumda ise Necati ile devam edilecektir. Aslında geçen senenin hatrına Necati ile devam edilebilir diye düşünüyordum fakat hocanın duygusal davranacağı kanaatinde değilim. Galatasaray için hayırlısı ne ise, yararlı olan ne ise o kararı alma noktasında çekingen davranmayacaktır hoca.

İkinci bir opsiyon ise, ki bunun da şifrelerini hazırlık maçlarında göreceğiz, ileri ikili Umut-yabancı transfer şeklinde olup, Elmander'in de sağ açıkta oynaması olabilir. Özellikle Şampiyonlar Ligi'nde bu opsiyonun gerçekleşebileceğini düşünüyorum. Ligde belki çok denenmez. Engin, Sabri, Yiğit, Aydın dörtlüsü kullanılabilir hoca tarafından. (Tabi bunu yazarken Hamit transferinin olmayacağını varsayıyorum).

Umut'un kaçırdıkları çok fazla gündeme geliyor ancak Trabzonspor'da geçirdiği beş sezonda yakaladığı istatistik şöyle;

2006/07: 32 mac, 16 gol, 1 asist
2007/08: 34 mac, 14 gol, 6 asist
2008/09: 37 mac, 14 gol, 4 asist
2009/10: 42 mac, 18 gol, 7 asist
2010/11: 42 mac, 16 gol, 8 asist

Ortalamaya vurduğunuz zaman neredeyse 15'e yakın bir şey çıkıyor. Aslında fena olmayacak bir rakam bu. Bir de Umut'un yabancı kontenjanını işgal etmediğini düşünürsek, bence muazzam bir transfer Galatasaray için. Hayırlı olmasını temenni ediyorum.

11 Haziran 2012 Pazartesi

Eski Açık Sarı Desene: Fatih Terim Röportajı






Eski Açık Sarı Desene belgeselinden, Fatih Hoca ile yapılan 20 dakikalık röportaj.

Ali-sami-yen.net'ten Hüseyin Kıyıcı eklemiş. Hoca için Galatasaray ne ifade ediyor, görebilirsiniz.

http://vimeo.com/43783684

10 Haziran 2012 Pazar

Galatasaray: 2012/2013




Galatasaray'ın başında, Galatasaray'ı en az sizin kadar düşünen insanların olması gerçekten çok büyük bir haz ve rahatlık getiriyor insana. Ben bir Galatasaraylı olarak kafamı yastığa koyduğum zaman, huzurlu uyuyorum. Bunun da en büyük sebebi, tabiki Fatih Hocam'ın oradaki varlığı.

Görünen o ki, önümüzdeki sezonun kadro planlaması yapılmış ve işler, bazı pürüzler dışında, yolunda gidiyor. Şu an için olacağını düşündüğüm ve kendi açımdan olmalı dediğim noktaları bir araya getirip, değerlendirme yapmak istedim.

Gerek 2005-2006, gerekse de 2007-2008 sezonlarında gelen şampiyonluklar, Galatasaray'ın sonraki sezonları için avantaj sağlayan şampiyonluklar olmadı. Şampiyon olduk dendi ve bazı şeylerin üzerine gidilmedi. Bu durum, hemen akabinde gelen sezonların kaybedilmesine yol açtı. Birnevi plansızlık da diyebiliriz bu yaşananların adına.

2011-2012'de gelen şampiyonluğun anlamı ise çok daha büyük zira bu kez, şampiyonluğun üzerine yatmayan, eksiklerini iyi analiz eden bir Galatasaray görüyoruz. Çünkü bu sezon Galatasaray, neredeyse kanat oyuncusu olmadan sezonu şampiyon bitirdi. Orta saha patentli Engin ve Emre, sezonun büyük bölümünde kanatlarda görev aldı. Kısaca hoca, muazzam bir iş başardı.

Peki bu sezon neler yapılmalı? Önümüzdeki sezon üç kulvarda yarışacak bir Galatasaray var önümüzde. Fatih Terim'in en sevmediği şey ise, bahanelerin arkasına sığınmak. Yorgunluk kelimesinin arkasına sığınmadan oynamak ve başarılı olmak zorunda Galatasaraylı futbolcular önümüzdeki sezon. İşte bu sebepten ötürü alternatifli bir kadro kurulmak zorunda.

Ancak, rotasyona adam katmadan önce yapılması gereken bazı hamleler var. Birincisi iyi bir kanat oyuncusu almak, ikincisi de forvete oyuncu takviyesi yapmak. Üçüncüsü ise, kaliteli Türk oyuncular ile mümkün olduğunca yakın temas kurmak.


Muslera/Ufuk/X

Eboue/Sabri-------- Semih/Gökhan--------Ujfalusi/Dany---------Hakan/Çağlar


------------- *(Melo)/Ceyhun----- Selçuk/Yekta ----------

X/Yiğit Gökoğlan/Engin---------------------------------------X/Emre Çolak/Riera

------------------ Elmander/Necati/Sercan/Baros/X

Tabi bir de durumu belirsiz olan futbolcular var. Misal, Pino,Stancu,Culio,Mehmet Batdal, Serkan Kurtuluş gibi.

Önce ilk X işareti olan kaleciden başlayalım. Fatih Hoca, Taffarel'e çok güveniyor. Muhtemelen üçüncü kaleci konusunda onun düşüncelerine başvuracaktır. Aykut ile mi devam edilsin yoksa altyapıdan Eray mı kadroya dahil edilsin, bunun kararını beraber alacaklardır.

Esasinda eksik olduğunu düşündüğüm bir bölge de stoper mevkisiydi ancak o havuza Dany transfer edilerek açık kapandı.

Kritik olan bir diğer mevki, pek tabii Selçuk'un yanı. Oraya düşünülen ilk isim Melo olacaktır. Çünkü Melo, Galatasaray'da yakaladığı ortamı dünyanın herhangi bir ülkesinde ve herhangi bir takımda yakalayamaz. Melo'da ve biraz sonra bahsedeceğim Hamit konusunda Galatasaray bekle, gör taktiği uyguluyor. Geçen sezon Eboue'de de aynısı yapılmıştı ve 8 milyon euro'dan açılan kapı neredeyse 3 milyon euro'dan kapanmış ve Eboue gelmişti. Melo, savunmada yaptığı önemli işlere, hızlı hücuma çıkışlarını da eklediği vakit çok efektif bir oyuncu haline dönüşüyor. Bunun en güzel örneği, Kayserispor'a attığı gol ve şampiyonluk maçında Elmander'e attığı pas. Melo bunları yapabilecek bir oyuncu. Özellikle geçen sene bunu yapması zorunluydu çünkü Galatasaray'ın hücum gücü biraz kısıtlıydı.

Orta saha havuzu aslında fena sayılmayacak derecede. Geçen sezon sakatlıktan ötürü çok fazla forma şansı bulamayan Yekta, aynı zamanda sağ açıkta da oynayabiliyor. Değişken bir yapıya sahip. Hakeza, Emre Çolak ve Engin de orta saha özellikleri iyi derecede olan futbolcular. Şemada da gösterdiğim gibi, aynı zamanda kanatta da oynayabiliyorlar. Engin bu sezon Karabük(sonradan girdi, gol attı) ve Sivas maçlarında Selçuk'un yanında forma şansı bulmuştu, etkili de olmuştu. Bir de kupadaki Adanademirspor maçında şans bulmuş, onu da çok iyi kullanmıştı. Patlama gücü yüksek bir oyuncu olduğu için çok fayda sağlıyor. Bu sezon, yeteneklerini hırsı ile birleştirmeyi başardı ve herkesin saygı duyduğu bir oyuncu haline geldi. Önümüzdeki sezon çok iyi rotasyon oyuncusu olacaktır.

Emre Çolak için bu sezon çok fazla derbi maçı oynamak ciddi bir avantaj oldu. (Esasında Galatasaray'a takım halinde yaradı sertlik ve zorluk seviyesinin fazla olduğu maçlar). Emre Çolak da pres yapmayı seven, tekniği oldukça iyi bir oyuncu. 2000 yılındaki Okan/Suat/Emre üçlüsünü andırıyor. O da bu zorlu süreçte, gerek kanat gerekse de orta sahada çok faydalı bir rotasyon oyuncusu olacaktır.

Ceyhun Gülselam transfer edildiğinde çok sevinmiştim açıkçası. Hem stoper özellikleri olan hem de defansa dönük orta sahada oynayabilen bir oyuncu kendisi. Zaman zaman da etkili şutlar çekebiliyor. Tam bir Fatih Terim transferiydi aslında. Hocanın tanıyıp, bildiği bir oyuncu. Ancak bu sezon çok fazla forma şansı bulamadı. Çünkü gereğinden fazla ağır. Biraz daha hızlanması gerekiyor. Bu sezon eğer bir şekilde takıma adapte olabilirse (aslında başka da şansı yok) Galatasaray net bir şekilde Melo'nun alternatifini bulmuş olur. Tabiki Melo'nun verdiği katkıyı vermesini bekleyemeyiz kendisinden ancak yoğun geçecek sezonda hocanın elini rahatlatır.

Fatih Hoca'nın olduğu bir ortamda isim vererek, şunu al, bunu al hocam deme cürretini kendimde bulmam esasında ancak ilgimizin olduğunu çok net bildiğim oyuncular için bazı kilit mevkilerde isim vererek konuşacağım.

Geçen sezonki Selçuk transferi kadar stratejik ve önemli bir transfer varsa; bunlar Hamit ve Burak'tır. Nedenlerini sıralayalım.

1) Yerli kalitesini mutlaka arttırması gerekiyor Galatasaray'ın. Hem hamit hem de Burak, yerli statüsündeler ve çok kaliteli oyuncular.

2) Gerek Hamit, gerekse de Burak, birden çok mevkide oynayabilen oyuncular. Bunun faydası sezon içerisinde çok net ortaya çıkar.

Galatasaray'ın iki kanattan birine ve forvet mevkisine mutlaka yerli takviyesinde bulunması lazım. Hamit transferinde sürenin bu kadar uzamasındaki temel sebep, ''Galatasaray'ın fiyatı olabildiğince düşürebilmek için uğraşması''. Yoksa hem oyuncu hem de Real Madrid cephesinde bir zorluk olduğunu düşünmüyorum. Hamit'in varlığı şu açıdan da önemli, sağ açık mevkisinde ortaya çıkan boşluğu dolduracak olmasının yanı sıra, takıma liderlik yapabilecek bir oyuncu kendisi. Çünkü kariyerinde hem Bayern Münih hem de Real Madrid var. Özellikle genç oyuncular kendisine büyük saygı duyacaktır. Bunun yanı sıra Eboue Afrika Kupası'na gittiğinde sağ beke geçebilir, çok lazım olursa orta saha merkezde de kullanılabilir. Ama en önemlisi, sağ kanattan Galatasaray'ın çok daha etkili gelmesini sağlayacaktır.

Burak'a gelelim. Ben açıkçası gelmesi durumunda Galatasaray'da Arif etkisi yaratacağını düşünüyorum. Esas forvetin yanında oynayarak çok büyük işler başarabilir. Zaten halihazırda Elmander gibi 90.dakikada bile pres yapan bir isim var. Trabzonspor'da ileri uçta oynadığı için hem pres yapmak zorundaydı hem de gol vuruşlarında etkili olmalıydı. Pres yapmak basit bir iş olmadığı için çoğu zaman yorgunluktan basit fırsatları harcadığı olmuştur. Galatasaray'da bunun olacağını çok sanmıyorum. Bunun yanı sıra, sağ açık için de alternatif olabilecek bir isim kendisi. Bu da çok büyük bir artı. Galatasaray'ın Burak'ı düşündüğünü biliyorum, almak için tüm şartları zorlayacaklardır eminim. Etik değil vs gibi konulara çok fazla takılmaması gerek kulübün.

Tabi Burak transferinin olumlu sonuçlanmaması durumunda, bir yabancı forvet ile Elmander'in yanı takviye edilmeli. Çünkü Baros, geçirdiği sakatlıktan sonra eski formundan fazlasıyla uzak kaldı. Baros'un eski hocasının kendisiyle ilgili bir değerlendirmesi var benim çok hoşuma giden aynen şöyle diyor; ''“Milan güzel görünümlü iyi bir araba gibi. Ama Milan’ın motoru artık o arabayı kaldıracak gücü üretemiyor."

Acı ama gerçek olan bu. Fakat Elmander'in yanına takviye gelmediği müddetçe takımdan gönderilmeyecektir. Fakat önümüzdeki sezon için forvet hattına takviye yapılmaması Galatasaray'ın başını ağrıtabilir.

Tabi bir de Sercan Yıldırım konusu var, kendisinin şike ve teşvikten hapis yatma durumu var. Böyle işlerde adının geçmesi bile başlı başına bir skandal. Mahkemeden çıkacak karara göre onun da sözleşmesi feshedilebilir ve böyle bir durumda oraya yapılacak olan takviye sayısı bir artar.

Asıl kritik bölge ise sol açık. Şu an için ismini bilmediğimiz fakat tahminlerde bulunabildiğimiz bir isim ile anlaşılmış olduğunu biliyoruz. İsmi net olarak bilmeden yorum yapmak doğru olmaz bu yüzden ben sadece beklentimi yazacağım. Mesela Riera'nın 7 asist yaptığı söyleniyor bu sezon, Galatasaray'ın aldığı bazı üç puanlara katkısı var, inkar edemem ancak bu sezon yetersiz ve istikrarsiz bir görüntü sergiledi. Önümüzdeki sezona Riera'ya güvenip başlanmaz. Bunu Fatih Hoca'nın da çok iyi bildiğini düşünüyorum. Top ayağına geldiğinde, oyunun seyrini değiştirebilecek, oyunun temposunu Galatasaray lehine yukarıya çekebilecek bir oyuncu olmalı. Çünkü Galatasaray bu sezon böyle bir oyuncunun eksikliğini fazlasıyla çekti. Bu mevkiye gelecek oyuncun alternatifi konusunda sıkıntı yaşayacağımızı da düşünmüyorum. Çünkü gerek Emre gerekse de Engin, geçen sezonun büyük çoğunluğunu kanatta geçirdiği için o mevki için alternatif olma konusunda sıkıntı yaşatmayacaklardır hocaya.

Benim bu yaptığım analizin çok daha fazlasını Fatih Hoca, yardımcıları ile beraber yapmıştır. İşte bu yüzden içim rahat. Benim penceremden, bu tarih itibariyle, yeni sezonda oluşması muhtemel Galatasaray'ın durumu budur. Bakalım Fatih Hoca'nın düşünceleri ile benim düşüncelerimin ne kadarı örtüşecek.

9 Haziran 2012 Cumartesi

Dany Nounkeu Galatasaray'da



Dany'nin transferini dün dışarıdayken telefonuma gelen bir mesaj ile öğrendim. Beni mutlu eden bir transfer olduğunu söylemem gerekiyor.

''Galatasaray'ın önümüzdeki sezona dair kadro planlaması nasıl olmalı?'' diye sorsalar, insanların büyük çoğunluğu hemen aynı yerdeki eksiklikleri dile getirecektir. Dany transferi bu açıdan baktığımızda, öncelikli transferlerden biri değil. Ancak, çok akıllıca yapılmış bir hamle.

Galatasaray'ın mevcut kadrosunda stoper oynayabilecek üç oyuncu var. Semih-Ujfalusi ve Gökhan. Bu havuza dördüncü bir ismi eklemek gerekiyordu tabiki. Fatih Hoca, Türkiye Ligi'nde son iki sezondur izlediğimiz, bildiğimiz bir oyuncudan yana tercih hakkını kullandı.

Dany, çok teknik ve kesici bir oyuncu olmasının yanı sıra; hızıyla da ön plana çıkan bir stoper. Galatasaray'ın oyun anlayışına baktığımız zamansa, hücumu düşünen, rakibe ileride basan ve savunmayı önde kurmayı planlayan bir anlayış var. Semih-Ujfalusi ikilisi bu açıdan bazı dezavantajlar barındırıyordu. En büyük dezavantajlarını ise hız konusunda yaşıyorlardı. Bu açıdan Dany transferi çok değerli.

Diğer bir yandan, Ujfalusi'nin sene sonunda büyük ihtimalle futbolu bırakacak olması, Galatasaray'ı önümüzdeki sezon için yeni bir stoper arayışına itecekti. Şampiyonlar Ligi, lig ve Türkiye Kupası'nda oynayacak olan Galatasaray'da, Ujfalusi'nin yoğun tempoyu kaldıramaması çok doğal. Dany ile birçok kez değişimli olarak oynadıklarına şahit olabiliriz.

Bu transfer ile beraber, Ujfalusi de artık sağ bek mevkisi için alternatif olabilecek bir oyuncu durumuna geldi. Eboue'nin yokluğunda Ujfalusi sağ beke geçebilir, Dany onun yerinde oynayabilir. (Tabi sakat yahut cezalı olma durumunda bu geçerli olacak. Çünkü Dany de Afrikalı bir oyuncu ve çok büyük bir ihtimalle Afrika Kupası'na o da gidecek)

Transfere güzel bir başlangıç yapılmış oldu, devamı nasıl olacak, gerçekten büyük bir merak ve heyecanla bekliyorum.