3 Ekim 2012 Çarşamba

Galatasaray: 0-2 :Braga


Aslında biz Braga maçındaki görüntüyü cuma günü, Ordu'da görmüştük. Takım halinde rakibi kendi yarı sahasında beklemek, savunmada açık vermemek ve hızlı şekilde kontra atağa çıkmak...

Braga ile Ordu arasındaki en temel fark, Braga'nın kalite olarak Ordu'dan bir iki gömlek daha üstün olmasıydı. Cuma ile salı arasındaki en belirgin fark buydu.

Braga'nın antrenörü Galatasaray'ın Ordu maçını izledikten sonra mı bu taktiğe döndü bilinmez, fakat gerçek olan şey şu ki; Galatasaray kapalı savunmaları açma konusunda oldukça zorlanıyor.

Kapalı savunmaları açmanın üç tane yolu vardır:

1) Bire birlerde etkili oyuncunuz varsa, onun adam eksiltmeleri sayesinde rakibinizi ekarte ederek, pozisyon bulmaya çalışırsınız. (Braga maçında bunu yapabilecek adam Amrabat'tı fakat Faslı oyuncu bunu çok fazla denemedi. O da sürekli pas trafiğine katıldı ve asıl yapması gereken iş olan adam eksiltmeyi ilk planda aklına getirmedi. Oysa, birkaç kez bunu denedi ve rakip ceza alanına etkili olabilecek ortalar yaptı)

2) Duran toplarda etkili olarak rakibin direncini kırarsınız. (Galatasaray bunu da yapamadı. Hem Selçuk hem de Emre Çolak, ceza alanına kestikleri toplarla rakibi fazla tehdit edemediler. Oysa, geçen sene Galatasaray'ın en büyük silahlarından biri duran toplardı, özellikle de Selçuk'un direkt kaleye kullandığı frikikler. )

3)Hızlı pas yaparak rakibi çözmeye çalışırsınız.

İşte bu maddenin üzerinde durmak lazım. Geçen sezondan itibaren Galatasaray'da eleştirdiğim en önemli eksiklerden biri hızlı oyunun bir türlü sergilenememesiydi. Oysa Galatasaray hızlı oynamayı başarabilse, çok tehlikeli bir takım haline dönüşebilir. Hızlı oyun sonucu bulunan gol diyince, benin aklıma direkt olarak geçen seneki Ankaragücü maçı geliyor. Galatasaray o maçta Engin'in savunmadan aldığı topu hızlıca rakip sahaya taşıması sonucu kontra ataktan gol bulmuştu. Galatasaray, hızlı oynamayı alışkanlık haline getirebilirse eğer, sadece kontra ataklarda değil kendisine karşı kapanan takımlarla oynadığı maçlarda da skor bulabilir.

Galatasaray dün sürekli kapanan Braga savunmasını delmeyi denedi. Bunu da pas yoluyla yapmayı tercih etti fakat o kadar yavaş top çevrildi ki, bu Braga'nın işine geldi. Aynı şey esasında Manchester maçında da olmuştu. Uzatma dakikalarında Manchester alan savunmasına dönmüş, topu da Galatasaray'a vermişti. Galatasaray o gün belki oyunun son dört dakikasını Manchester yarı sahasında geçirdi fakat sadece yan pas geri pas yapabildi. Bu da aslında Manchester'ın işine geldi. Manchester kalesinde ciddi bir tehlike yaşamadan maçı bitirdi.

Maç öncesi Braga teknik direktörü Galatasaray'a karşı beraberlik için oynamayacağız demişti, Esasında bu yorum, maçtan önce galibiyete olan inancımın artmasına sebep olmuştu. Çünkü, bir takım Arena'da Galatasaray'a karşı açık futbol oynamayı tercih ederse sonunun hüsran olacağını düşünüyorum.

Ama Braga, antrenörünün söylediği gibi galibiyet için sahada yer almadı. Asıl amaç beraberlikti, kontradan bir gol bulabilirlerse onlar için büyük başarıydı. Nitekim bu planı da çok iyi uyguladılar. Galatasaray'ı önce durdurdular, sonra da vurdular. Bu tarz takımlara karşı skor olarak geriye düşerseniz, galip gelme şansınız çok azalır. Zaten savunma mantalitesiyle sahada yer alan takım bir de golü bulunca, açık verme şansı neredeyse sıfıra yaklaşıyor. Buna rağmen, Galatasaray çok tehlikeli olmasa da pozisyonlar bulmayı başardı rakip kalede. O pozisyonlardan birini değerlendirmeyi başarabilmiş olsa, oyunun seyri farklı bir hal alabilirdi.

Açıkçası Şampiyonlar Ligi arenasında bu denli zorlanacağımızı, itiraf etmem gerekirse, beklemiyordum. Arena'daki Manchester maçını liderlik maçı olarak hayal etmiştim, ama olmadı. Şansımız zayıflamış olsa da, bitmedi. Galatasaray'ın son sözünü henüz söylediğini düşünmüyorum. Şampiyonlar Ligi bizim için Cluj maçı ile yeniden başlayacak. Şampiyonlar Ligi'nde ilk iki maçını kaybedip gruptan çıkmayı başaran takım geçen sene olmamış, üçüncü olarak çıkmayı da bir tek Olimpiakos başarmış. Tarih yazmak her zaman zordu, hiçbir zaman kolay olmadı. Bu kez de kolay olmayacak...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder