30 Kasım 2010 Salı

Elano’nun Santos’a Transferi




Geldiği ilk gün aklımda.Yazlıktaydım. O gece film izlemeye niyetlenmiştim. Kaptırmışım kendimi. Saat olmuş 4.30. Dedim artık yatma vakti geldi. Halbuki o sıra Elano açıklanmış,ancak benim haberim yok. Kapattım bilgisayarı,vurdum kafayı yattım. Sabahın yedisinde babam aradı. Telefonu halam açmış. Babam’’Çabuk bizimkini kaldır ona bomba gibi haberim var’’demiş. Uykuya düşkün bir insanım,bu yüzden feragat etmeyeyim dedim. Ancak halamdan ‘’Elano’yu almışsınız’’ lafını duyunca birden yataktan fırlayıverdim. Elano yahu Elano! City’de ve Brezilya Milli takımında harikalar yaratan,kariyerinin en olgun çağındaki adam! Ondan bir iki hafta önce de Keita gelmiş! Sevinçten havalardayız! Kız arkadaşlarımdan birini gördüm msn de. Hayırdır yahu ne işin var bu saatte,senin uyuyor olman lazım dedi. Elano dedim sadece. Çıktım msn den..

Ama gelin görün ki,bizleri bu kadar heyecanlandıran Elano,2 senede yokları oynadı Galatasaray’da. Akıllarda kalan tek hareketi,Kayseri’ye attığı muazzam gol. Onun dışında bizi sevindirecek pek fazla bir hareketi olmadı. Aynı Elano’ya tekliflerin olduğunu haftalar öncesinden ‘’ben’’ biliyordum. Yönetim ve Hagi ise bu tarz teklifler olduğunu bile bile Misimovic’i kadro dışı bıraktı. Güler misin ağlar mısın..

Lincoln’den sonra formama ismini yazdırdığım 2. futbolcuydu Elano( Hagi’nin formasını almış,arkaya sadece 10 yazdırmıştım. Çünkü onun yeri ayrı). O da Lincoln gibi beklentileri karşılayamadan gitti. Her ayrılık acıdır. Yine de her şey için teşekkürler Elano Ralph Blumer…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder