4 Aralık 2010 Cumartesi

Kasımpaşa Maçının Ardından: Haftalar Sonra Gelen Galibiyet




Galatasaray’ın bugün oynadığı maçın,Fenerbahçe,Kayseri,Trabzonspor,kısmen de Beşiktaş maçlarından tek bir farkı vardı aslında. O da, sarı-kırmızılıların gol atması.

Yukarıda bahsi geçen üç maçı ele alalım kısaca. Mücadele vardı,pozisyona girme vardı ancak gol yoktu. Gol gelmeyince Galatasaray’ın direnci düşüyor,oyunun ilerleyen bölümlerinde de takım stres yaparak demoralize oluyordu. Kasımpaşa maçınada çok net gol fırsatları bularak başladı Galatasaray. Daha dakika dolmadan Kewell’ın kaçırdığı pozisyon ve akabinde gelişen atakta Sabri’nin direkten dönen vuruşu, Galatasaray’ın kronikleşen gol kaçırma hastalığına birer örnekti adeta.

Oyunun kontrolü yine Galatasaray’ın elindeydi. Ancak golün gelmeyişi yine rakip takımı maçın içinde tutuyordu. Bu durum, rakip takıma hem moral olarak artı değer katıyor hem de rakibin özgüvenini arttırıyordu. Ta ki Aydın’ın muazzam ortası ve Kewell’ın muazzam kafa vuruşuna kadar. Bu dakikadan sonra sahada haftalardır görmek istediğimiz Galatasaray’ı gördük. Basan,mücadele eden,kazanmak için her şeyi yapan… Bu heyecanı yaşamayalı o kadar uzun süre oldu ki; Galatasaray’ın bu oynadığı futbol bizlere farklı bir heyecan getirdi. Aslında Galatasaray’ın karakteri bu. 2000 yılında UEFA Kupası kazanılırken de buydu, 2.Fatih Terim döneminde başarısız olunurken de… Tek sorun bu karakteri sahaya yansıtamamaktı. Hagi’nin takımın başına gelmesi,Galatasaraylı futbolcuların hangi takımda oynadıklarını fark etmeleri için önemliydi. İlk aşama başarıyla tamamlanmıştı aslında. Bunu,Hagi’nin teknik direktörlüğe geldikten sonraki ilk 3 maçına bakarak anlayabiliriz. Kısa vadede yapılması gereken tek bir hamle kalmıştı. O da, Galatasaray’ın sahip olduğu,ancak içinde körelen bu karakteri yeniden ortaya çıkarmak. Bunun içinde takımın kazanması ve özgüvene sahip olması gerekiyor. Galatasaray Hagi zamanında, sadece Manisaspor ve Antalyaspor maçlarında ‘’kötü’’ diye nitelendirebileceğimiz bir oyun ortaya koydu. Bu iki maç dışında,oynanan oyun skor olarak taraftarları mutlu etmese de; mücadele olarak tatmin edici düzeydeydi. Skor olarak tatmin etmeyişinin tek sebebi de futbolun meyvesi olan ‘’gol’’ün eksikliğiydi. Galatasaray bugün bunu başardı. Golü hatta golleri buldu.

Kötü oynarken kazanmak farklı bir şeydir ancak iyi oynarken kazanmak tarif edilemez bir mutluluk verir insana. Bir şeyi hak ettiğini hissetmek ve bu hak ettiğin şey her ne ise onu elde etmek… Hakikaten muazzam bir duygu. Galatasaray’ın kötü oynayıp kazanmaktan çok;iyi oynayıp kazanması gerekiyordu. Moralden ziyade özgüven kazanabilmesi için…

Hagi’nin bir lafı var. Komutan diyor ki :’’ Mağlubiyete ağlamayan futbolcu,büyük futbolcu olamaz’’. Aslında Hagi burada kendini tarif ediyor. Biz bunu anlıyoruz ancak bunun altında yatan farklı anlamlar da var. Bu cümlenin ana fikri şu aslında : Benim takımımım mücadele edecek,kazanmayı isteyecek,kazanmak için her şeyi yapacak.

Sonuç futbolun olmazsa olmazı. Bunu biliyoruz. Ancak ilk önce iyi oyun olacak,skor ondan sonra gelecek. Mesela Galatasaray haftalardır iyi oyun sergiliyordu ancak skoru alamıyordu. Skoru alabilmek için de kaliteli topçulara ihtiyacınız vardır. Misal Kewell,Baros,Misimovic… Ama Pino değil. Pino iyi hoş futbolcu,ama sırtınızı dayayıp bize bu maçı aldırır diyebileceğiniz bir futbolcu değil. Buna rağmen bu Pino mükemmel bir rotasyon adamıdır. Atıyorum Arda çıkar Pino girer,x çıkar Pino girer. Pino böyle bir oyuncudur. Ama eldeki imkansızlıklar,Pino’yu ‘’sırtımızı yaslayacağımız futbolcu’’ tanımlamasının içine sokuyor.

Galatasaray bugün 4-1-2-3 gibi oynadı. Açarsak; (defansı saymıyorum) orta sahanın defansa yakın olan kısmında(ön libero) Lorik Cana, onun hemen sağında Barış,solunda da Ayhan oynadı. Sol kanatta Kewell,sağ kanatta Aydın,forvette de Pino görev aldı. İşte bu taktik,bize Hagi’nin oyun planı hakkında,neler istediği hakkında bilgi verebilir. Bu taktiğin detaylarına baktığımızda;ilk olarak gözümüze çarpan, salt bir oyun kurucu bu kadroda iş yapamaz. (Hagi bu taktiği diğer maçlarda değiştirebilir,bu maçtaki dizilişe göre yorumluyorum). Mesela Almanya’daki Misimovic dahi olsa Hagi oynatmaz. Onun düşündüğü orta sahadaki adamların en az iki tanesi oyunu çift yönlü oynayabilmeli. Bu anlamda devre arası transferinde sadece iki tane oyunu çift yönlü oynayabilecek orta saha transfer etse Galatasaray,belini doğrultabilir. Tabi ki takım içi temizlikleri yaptığı takdirde. Bugünkü kadroda sırıtan tek bir isim vardı takımda,Ayhan. Bu kadroya iki çift yönlü orta saha transferi yapılsa,çehresinde önemli değişiklikler olabilir Galatasaray’ın. Lorik Cana özelinden gidelim. Çok ağır eleştiriler alıyor bu savaşçı adam. Bu adamın bu kadar kötü gözükmesinin yegane sebebi yanında oynayan orta saha elemanları. Bu adam hep Mustafa Sarp ve Ayhan ile birlikte oynadı. Mustafa Sarp’ta Ayhan’da gölge pres yapan,mücadele gücü çok yüksek olmayan adamlar. Ne zaman ki Lorik Cana,Barış ile birlikte oynamaya başladı, o zaman gerçek kimliği ortaya çıktı. Bugünkü maç bu anlamda da önemliydi. Galatasaray’ın Kasımpaşa maçı,çok şeyler ifade ediyor Galatasaray ile ilgili. Sadece bu maç üzerinden bile geleceğini planlayabilir Galatasaray.

Hagi üzerindeki en olumsuz izlenimim,yaptığı oyuncu değişiklikleriydi. Bu anlamda ligin ikinci yarısında Galatasaray’ın tek rakibi,Hagi’nin yapacağı oyuncu değişiklikleri desek,sanırım yanılmış olmayız. Geçen hafta nasıl ki eleştirdiysek Rumen hocayı,bu hafta da övmemiz lazım. Özellikle Tugay ile sarmaş dolaş olup,değerlendirdikleri pozisyon harikaydı. O an hakikaten çok mutlu oldum,içimi bir mutluluk kapladı. Akıl akıldan üstündür derler hep. Fatih Terim’in en büyük eksikliklerinden birisi buydu. Yanında ikinci adam bulundurmayı sevmez bu tarz hocalar. Mustafa Denizli’de öyleydi. Yanlarındaki adam pasif olmalı onlar için. Seçtikleri adamlara bakarsanız bunu anlarsınız. Misal bir Derwall öyle değildi. Yanına aldığı adam en az onun kadar zekiydi. Neyse, oyuncu değişiklikleri doğruydu,düşünce olarak. Uygulamada ki tek sıkıntı ise;Ayhan dururken farklı oyuncuların çıkmasıydı. Ayhan ise yaptığı hal ve hareketlerle takıma zarar vermeye başladı. Pino’nun bencilliğinden bende çok yakındım bu akşam ancak Ayhan takım kaptanı;onun takıma moral vermesi gerekirken, o takım arkadaşlarının moralini bozuyor. Pino, Ayhan yüzünden oyundan atılabilirdi bugün. Allahtan Tugay hoca olayı sezdi ve Pino’yu uyardı.

Oyuncu değişiklikleri dedik bir türlü konuya giremedik. Hagi’nin bugün yaptığı değişikliklerin tümü(Serdar Özkan’ın girişi dışında) orta sahaya yönelikti. Yani olması gerektiği yöndeydi. İnsua’nın oraya çekilmesini yadırgayanlar olabilir. Ancak İnsua’nın o bölgede oynamışlığı varmış. Mış diyorum çünkü bunu ben izlemedim,İnsua bunu kendisi söyledi. Hakan Balta’dan ise bir Guti yaratmaya çalıştı Hagi  Ancak Hakan Balta orada olmaz. Çünkü Hagi’nin isteklerini karşılayamaz. Hagi orada hızlı adam istiyor. Oradaki adamlar hızlı olacak ki,Galatasaray’da hızlı oynayabilsin. Nitekim İnsua’nın girişinden sonra oraya bir hareketlilik getirdiği yadsınamaz. Direkt 11 de orta saha başlamaz İnsua . Hagi’nin bir fikir edinmesi açısından orada oynaması önemliydi.

Şimdi Galatasaray’ın önündeki tek engel,istikrar. Eğer Galatasaray kalan iki maçını kazanıp,bir istikrar yakalarsa;ikinci yarıda oluşturulacak yeni Galatasaray için ümitvar olabiliriz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder