3 Eylül 2012 Pazartesi

Galatasaray: 3-2 :Bursaspor


Geçen hafta oynanan Beşiktaş maçının ikinci yarısında sergilenen futbol, pek iç açıcı değildi. Özellikle işin savunma kısmında yapılan basit hatalar ve değinmeden geçemeyeceğimiz duran top zaafı sonucu Galatasaray'ın kalesinde gördüğü, goller can sıkıcıydı. Fatih Terim, maç sonunda ''ciddi şekilde analiz etmemiz gereken bir maç oynadık'' demişti. Fakat Bursaspor maçındaki görüntü, yapılan analizin takıma çok fazla sirayet etmediğini gösterdi.

Açalım.

Fatih Terim olayların farkında. Zaten maç sonundaki demeçlerinden bunu anlamak pek de güç değil. Fakat Galatasaray takımı oyuncuları hala olayların farkında değil. Farkındalarsa bile, bunu sahaya yansıtamıyorlar.

Bursaspor maçının ilk yarısında öyle bir futbol vardı ki, Fatih Terim'in takımına hiç yakıştıramadım sahadaki futbolu. Hoca belli ki pas yapan bir takım yaratmak istiyor. Bunu da hücum presle harmanlayıp bol gol atmayı arzuluyor. Fakat bu isteğini takım şu anda yerine getiremiyor. Topun sizde olması, bol pas yapıp skora gitmeyi istemek güzel bir düşünce tabi fakat bunu yapabilmek için hızlı oynamak gerekiyor. Galatasaray bunu başaramıyor. Özellikle ilk yarıda Galatasaray bol pas yaptı. Fakat bunu yaparken inanılmaz yavaş davrandılar. Haliyle bu da sıkıcı bir futbol doğurdu. Geçen cuma günü Atletico - Chelsea maçını izleyenler mutlaka farketmiştir, Atletico'nun Chelsea'yi yenmesindeki asıl sebep oyunu çok hızlı oynamış olmalarıydı. Hem paslaşmayı hem de hücuma çıkmayı çok hızlı bir şekilde yaptılar ve karşılığını da güzel futbol ve akabinde gelen kupayla aldılar. Galatasaray'ın da bir an önce hızlı oynamayı başarması lazım. Özellikle Şampiyonlar Ligi'nde bunun eksikliği çok can acıtır.

Galatasaray'ın ilk yarıda oynadığı futbolla golü bulabilmesi için tek bir şeye ihtiyacı vardı o da duran toplar. Zaten Umut'un golü de bir duran top sonucunda geldi. Fakat ne acıdır ki, ikinci yarı başladığında Galatasaray'ın gol yemesi durumunda bunun sadece duran toptan olacağını da tüm Galatasaraylılar biliyordu.

Esasında geçen sezon, duran toplarda ön kesici olarak Melo çok başarılıydı. Dünkü maçta da birkaç pozisyonda bunu iyi yaptı Brezilyalı fakat o da tam hazır olmadığı için, duran toplarda geçen sene gösterdiği başarıyı gösteremiyor. Buna ek olarak, oyun içerisinde zamanlama hataları ve güçsüzlüğü fazlasıyla göze çarptı. Özellikle milli maç arası en çok ona iyi gelecektir.

Maçın kaderini değiştiren adam bence Amrabat oldu. Her zaman söylediğim gibi, Galatasaray'ın birebirlerde adam eksiltecek, hücuma şekil verecek bir kanat oyuncusuna ihtiyacı vardı. Amrabat da bu yüzden tercih edildi zaten. Ama istikrarsız bir görüntü sergiliyordu. Mesela Fenerbahçe ile oynanan Süper Kupa finalinde iyi işler yaptı, döndü geldi Kasımpaşa maçında silik bir performans ortaya koydu. Beşiktaş maçında ortalamayı geçemedi ancak dün gece sahada yer aldığı süre boyunca sahanın iyilerindendi. Geçen sene Galatasaray'ın kanat oyuncuları orta saha kökenli oyunculardı, birnevi devşirme kanat oyuncularıydı. Bir kanat oyuncusundan ziyade orta saha oyuncusu gibi oynayıp, o şekilde katkı veriyorlardı. Fakat Amrabat bu tanıma uymayan bir oyuncu. Kendisi has bir kanat oyuncusu, o şekilde Galatasaray'a transfer oldu. Zaten basın toplantısında da hoca açıklamış, Amrabat'ın orta saha gibi oynamasını istiyoruz diye. Bu önemli. Eğer hoca, beklediği gibi bir dönüşüme kavuşturabilirse Amrabat'ı, Galatasaray'a inanılmaz faydası dokunur.

Bursaspor, Galatasaray'ın orta sahasına yoğun baskı uyguladı. Genelde rakipler Selçuk İnan üzerinden Galatasaray'ı durdurmaya çalışıyorlar fakat Galatasaray'da pas trafiğini sağlayacak, savunmadan ilk topu alıp oyun kuracak tek oyuncu Selçuk İnan değil. Maç içerisinde dikkat ederseniz, Selçuk markaj altındayken onun görevini yapmak için Melo; o da boşta değilse, Emre Çolak geriden top alarak oyunu yönlendiriyorlar. Maçın 2-1 olduğu dakikalarda Ertuğrul Sağlam'ın devreye girmesi Galatasaray'ın galibiyet şansını çok yukarılara çekti. Öyle ki, orta sahanın en dirençli adamı olan N'Diaye'yi oyundan almak, ancak Ertuğrul Sağlam'ın yapabileceği bir yanlıştı. Ertuğrul Sağlam'ın Beşiktaş'ta neden başarılı olamadığını ya da neden asla büyük takımlarda başarılı olamayacağını buradan bile anlayabiliriz.

Fatih Terim'in Hamit'i değil de Umut'u oyundan alması o an için akıllıcaydı.

İki açıdan;

1) Hoca, orta sahada bir adam fazla olarak Bursaspor hücuma çıkarken onu orta sahada durdurmak istedi.

2) (bence en önemli madde bu) O an için Hamit'in çıkması, tribünlerdeki homurtuların yuhalamaya dönmesine sebep olabilirdi. Bu da, Hamit gibi Galatasaray'a çok faydalı olabilecek bir oyuncunun sezonun hemen başında demoralize olmasına anlamına geliyordu ki, bu hiç istenilen bir durum olmazdı.

Galatasaraylı oyuncular ligi çok küçük görüyorlar ve bu da takımın konsantrasyon sorunu çekmesine sebep oluyor. Gördüğüm kadarıyla Fatih Terim de olayın farkında ancak uyarıları, üzülerek söylüyorum ki, yetersiz kalıyor. Medya tarafından bu denli gaza getirilen bir takımı, hayallerden gerçeğe döndürecek yegane antrenör de Fatih Terim'dir. Sanırım, bunun için de transfer döneminin bitmesini bekleyeceğiz zira hoca bu transfer mevzularına kafayı çok takıyor.

Antalyaspor maçı ciddi anlamda bir test maçı olacak. Galatasaraylı oyuncuların bir an önce kendine gelmesi lazım. Antalya maçında ortaya çıkacak görüntü, Manchester maçı öncesi daha net şeyler söylememizi sağlayacaktır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder