17 Temmuz 2013 Çarşamba

Notts County maçının ardından





Hazırlık maçları her zaman heyecan verici olmuştur benim için. Takımın en hazır olmayan halinden başlayıp, formunun zirvesine çıktığı ana kadar geçirdiği evrimi görme şansı yakalarsınız. Bu da muazzam bir haz verir.

Galatasaray’ın oynamış olduğu iki hazırlık maçında da şunu net bir biçimde görme fırsatımız oldu. Hoca’nın kafasında, şimdilik, iki sistem var. İlki; 4-2-3-1. Her iki hazırlık maçının ilk yarısında da bu sistemi denedi Fatih Terim. Birinde Elmander tek forvetteki isimdi, diğerinde Umut. Hoca, bu sistemi denediğinde sahada yer alan kadro rotasyon ağırlıklı oyunculardan oluşuyordu. Birkaç as adam dışında (Eboue,Riera gibi) bu oyuncuları görmek istedi bu sistem içerisinde.

Diğer sistem ise geçen sezonki Schalke deplasmanıyla birlikte ortaya çıkan ve bir nevi şampiyonluğu getiren sistem; 4-1-3-2. Bu sistemi as oyuncuların ağırlıkta olduğu kadroda denedi Fatih Hoca. Melo’nun yokluğunda bu görevi zaman zaman Yekta, zaman zaman da Selçuk üstlendi. Geçtiğimiz sezon Selçuk’un üstün bir gayret ve başarıyla oynadığı sol iç mevkisinde ise bu kez Emre Çolak ve Erman Kılıç denendi.

Buradan şu noktaya gelmek istiyorum, takım içerisinde Melo’nun muadili olabilecek tek oyuncunun Ceyhun Gülselam olabileceğini düşünüyorum. Hoca, orada geçen sezon Engin’i denedi, bu sene de Yekta’yı deniyor. Ancak ne Engin ne de Yekta o vasıfta oyuncular değil kanımca. Bilhassa Engin’in orta sahanın göbeğine hapsedilmesinden ziyade, kanatlarda kullanılması taraftarıyım. Çünkü Engin o mevkide oynayabilecek kadar  teknik kapasitesi üst düzeyde olan bir oyuncu değil. Sadece hırsı ve mücadele gücü onu o mevki için alternatif olarak kılıyor. Oysa Engin kanatta denense, kısmen daha bağımsız oynayacağından, çok daha yaratıcı ve faydalı olabilir.  Yekta ise oyun kurucu gibi oynatıldığında daha fazla fayda verebilecek bir isim. Nitekim kendini hissettirdiği zamanlarda Kasımpaşa’da o görevdeydi.

Tabi kanat dedim ancak henüz hangi sistemin uygulanacağını da kestiremiyoruz. 4-1-3-2’de salt bir kanat anlayışının olmadığını biliyoruz. Bu sistemde beklerin önemi bir kat daha artıyor ve merkezde oynayan oyuncular hem merkez hem de kanat oyuncusuymuş gibi oynuyor. 

Engin’in inanılmaz verimli oynadığı ilk sezona geri dönelim. Hoca, Engin’i kanatta kısmen serbest bırakarak oynatmış ve Engin’den maksimum verim almıştı ancak geçen sezon Melo’nun kampa çok geç katılması ve eldeki tek alternatif olan Ceyhun’un yeterli katkıyı verememesi Engin alternatifini ortaya çıkartmıştı. Bu sene ise Melo kampa yetişiyor ve onun alternatifi olan Ceyhun da geçen sezonun kendisine verdiği özgüvenle çok daha etkili oynuyor. Bu açıdan, Engin’in kenar oyuncusu rotasyonu için düşünülmesinin çok daha olumlu olacağı kanaatindeyim.

Önümüzdeki sezon en çok katkı vermesi beklenen oyunculardan biri de Emre Çolak. Taraftarlar tarafından çokça eleştirilse de, önemli bir potansiyele sahip genç oyuncu. Emre Çolak, Fatih Terim tarafından ilk sezon yokluktan dolayı kanatta denense de merkez orta sahada oynama yetileri çok daha kuvvetli olan bir oyuncu. Nitekim geçen sene Fatih Terim kendisine bu mevkide görev vermiş ve Emre de sezon başında burada kısmen etkili olmuştu (hatta sezonun ilk maçı olan Kasımpaşa karşılaşmasında sahanın adeta yıldızıydı ve Melo’nun yerinde oynayıp, Selçuk’a partnerlik yapmıştı).

Bu sene oynanan iki maçta da Emre’yi oyun kurucu olarak sahaya sürdü Fatih Terim. Zaman zaman sistem değiştiğinde sol içe de kendisini kaydırdı. Emre de ilk maçta oynadığı futbolla beklentileri yine arttırırken ikinci maçta kısmen hayal kırıklığı yarattı. Belki de onun bu istikrarsızlığı taraftar nezdindeki kredisinin de çok çabuk tükenmesine sebep oluyor. Oysa, kafasını sadece futbola verebilse; çok önemli işler başarabilir Galatasaray adına. Tekniği çok iyi, sol ayağını da hakeza iyi kullanıyor. İyi de şut atıyor ancak ‘’decision’’ diye adlandırabileceğimiz karar verme yetisi, ya da futbol zekası, çok üst düzeyde değil. Bu da onun önündeki en büyük engel olarak duruyor. Fakat çalıştığı hoca, Türkiye’nin en iyisi. Avrupa’nın da sayılı teknik adamlarından biri. Bu eksikliğini onunla daha fazla diyalog haline girerek ve onun tavsiyelerine uyarak giderebilir. Bunun dışında, Sneijder gibi mevkisinin en iyi 10 oyuncusundan biriyle aynı takımda yer alıyor. Onun zekasından ve tecrübesinden faydalanmak da onun elinde. Eğer, elindeki bu fırsatı kullanıp, kendini geliştirebilirse Galatasaray’a hem bugün hem de gelecekte oldukça faydası dokunabilir.

Bunun dışında, Fatih Terim’in oyuncularından bu sezon bolca hücum pres ve kapılan toplarla hızlı hücum istediğini biliyoruz. İlk maçta olmasa da Notts County maçında hücum presten emareleri görme fırsatı bulduk. Bu sayede önce Umut ardından da Engin rakipten topu kapıp, çok ciddi tehlikeler yarattı rakip kalede. Buna ek olarak, zaman zaman tek ve dikine paslarla oyunun temposunu yukarılara çekmeye çalışıp, daha akıcı şekilde hücum etmek isteyen bir Galatasaray gördük.

Fatih Terim’in idmanlarda üzerinde durduğu konulardan bir tanesi de şut çekme meselesiydi. Galatasaray, son iki sezonda şut çekme konusunda oldukça pasif kalmıştı. Neticede gol atmak istiyorsanız bunun en büyük silahı şut çekmek. Pas ve diğer organizasyonlarla da bir yere kadar etkili olabiliyorsunuz. Eğer henüz makine gibi işleyen bir takıma sahip olamamışsanız, oyunun sıkıştığı anlarda oyunu çözebilmek adına şut, en büyük silahınız olabilir. Galatasaray iki maçtır uzaktan şutu deniyor. Başarılı oluyor ya da olmuyor ancak deniyor. Bu olumlu bir durum. Emre Çolak ve Sneijder’in bu vesile ile atmış olduğu iki klas gol olduğunu da hatırlatalım.

Malaga maçı büyük resmi görebilmek açısından büyük önem taşıyor. Rotasyon oyuncularından ziyade as futbolcularıyla maça başlayacaktır Fatih Terim. Böylece hem kafasındaki sisteme hem de oynatmak istediği futbola dair ipuçlarını daha net bulabiliriz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder