9 Aralık 2010 Perşembe

Hagi’ye Güvenmek





Lucescu,Fatih Terim(2.Dönem),Hagi,Gerets,Kalli,Skibbe,Bülent Korkmaz ve Frank Rijkaard..

Yukarıda bahsi geçen kişiler, Galatasaray’da son 10 yılda teknik direktörlük yapan isimler. Esasen çok fazla bir şey söylemeye gerek yok. Şu liste bile başlı başına gösteriyor ki,Galatasaray’da sorun antrenörlerde değil;sorun başka yerde.

UEFA Kupasının kazanılmasının ardından,Galatasaray’da futbol takımı spontane bir şekilde yönetildi. Ne var olan sistem geliştirilmek istendi,ne de herhangi bir reform yapıldı takım içerisinde. ‘’Günü kurtarmak’’ deyimi,aslında bu yıllarda Galatasaray Spor Kulübü’nde vücut bulmaya başladı. Öyle ki,Frank Rijkaard dönemine kadar Galatasaray’da üst üste 2 sene çalışabilen bir antrenör yoktu. Belki de bu kısır döngünün önüne geçebilmek için Frank Rijkaard hamlesi doğru bir hamle olabilirdi. Kimsenin sesini çıkaramayacağı,Dünya çapında bir antrenörü takımın başına getirmek,bazı şeyleri değiştirmek için atılmış bir adım olabilirdi.
Her ne kadar bu hamle doğru olsa da;Frank Rijkaard bir şekilde, başarısız olarak gösterilmeye çalışıldı. Her daim medyanın yanlı tutumundan dem vuran Galatasaray taraftarı da,meydanın bu oyunu karşısında tabir yerindeyse ‘’oltaya geldi’’. Bunun temel sebebi de,değişen Dünya’da Galatasaray taraftarının da kimliğinin değişiyor olmasıydı. Eskiden 14 yıl şampiyon olamadığı dönem bile olan ve bu dönemde dahi sabretmeyi bilen Galatasaray taraftarı,artık başarı odaklı bir taraftar haline dönüştü. Belki de Başkan’a sallamadan,teknik direktörlere istifa demeden önce kendisiyle ilgili bir öz eleştiri yapmalı Galatasaray taraftarı…

Galatasaray Futbol Takımı,eline geçirdiği çok önemli bir fırsatı tepti. Modern futbola ayak uydurabilme adına, Frank Rijkaard büyük bir fırsattı ve uzun bir süre daha(belki de hiç) böyle bir fırsatı elde edemeyecek belki de sarı-kırmızılılar. Esasen bir tercih yaptı Galatasaray. Kendisine uymadığını düşündüğü modern futbolu bir kenara itti,Galatasaray’ın dinamiklerini çok iyi bilen,en az bizler kadar Galatasaraylı birini takımın başına getirdi. Hagi geldiğinde benimde tereddütlerim vardı. Hatta Beşiktaş maçında yapılan oyuncu değşiklikleri,beni biraz ürkütmüştü. Ancak bazı şeylerin değişebileceğini hissettiğim maç,Kasımpaşa maçı oldu. Hagi’nin neler planladığını anlayabilmemiz için,çok önemli bir fırsatı bu maç.

Hagi,Beşiktaş maçından sonra yaptığı açıklamada yaptığı oyuncu değişikliklerinin yanlış olduğunu kabul etmiş ve bundan ders çıkaracağını söylemişti. Hagi’nin ilk döneminden,ne denli dobra birisi olduğunu biliyoruz. Bunu bir kez daha kanıtlamış oldu bu söylemiyle. Peki gerçekten ders çıkarmış mıydı Hagi yaptığı hatadan ? Bunu anlayabilmemiz için bir sonraki maçı,yani Kasımpaşaspor maçını beklememiz gerekiyordu.

Hagi verdiği sözde durmuştu. Oyuna bu sefer ‘’gerçekten’’ müdahale etmişti. Bunu yaparken de,kuracağı takımla ilgili sinyaller verdi. Peki neydi bu sinyaller ?

Hızlı Oyun

Hagi geldiğinden beri,takımdan istediği tek bir şey var. Hızlı oyun. Takımının hızlı oynamasını istiyor ve bu da son derece mantıklı. Zira Galatasaray’da top ayağına yakışan oyuncular var. Eğer ki bu oyuncular hızlı oynamayı becerirlerse (özellikle orta saha elemanları) Galatasaray gol yollarında daha etkili olur ve oynadığı futbol daha bir efektif olur. Nitekim Kasımpaşa maçında da Beşiktaş maçında da bunu gördük. Bu iki maçta da en fazla eleştiri alan oyuncu Ayhan oldu Galatasaray’da. Yapılan eleştirilerin çoğu da,Ayhan’ın el freni olduğu ve hep geriye pas yaptığı yönündeydi. Hızlı ve dikine oynamayı isteyen bir takımda,bunun göze çarpması gayet doğaldı çünkü. Hagi’nin de bunu bildiğini düşünüyorum. Buna göre de transfer politikasını şekillendirecektir.

Hücum Futbolu

İşte en çok tartışılan konuya geldik şimdi. Hagi korkak bir antrenör mü değil mi ? İlk senesine bakarak bunu değerlendirmek güç. Galatasaray’ın çok farklı kazandığı maçlar da var,kısır skorlarla galip geldiği maçlarda. Öyle ki tarihinin en güçlü kadrolarından birini kurduğu bir dönemde ezeli rakibi Fenerbahçe’ye (hem de kupa finalinde) 5 gol atma başarısı gösterdi Hagi’nin takımı. Bu önemli bir nüans bence. Ancak bu dönemde Hagi’nin tecrübesiz olduğunu hatırlatmakta fayda var.

Hagi artık daha oturaklı bir düşünce yapısına sahip. Yardımcısı Tugay’ın düşüncelerine de büyük önem veriyor ve ‘’akıl akıldan üstündür’’ lafını unutmuyor. Kendiyle ilgili öz eleştiri yapabilmesi ise hakikaten artı bir durum.

Hagi’nin bir de itirafi var : ‘’ Bu takımla hücum futbolu oynamam mümkün değil’’. Bu önemli bir söylem. Tabiî ki geçen seneyle karşılaştırdığımızda takımın hücum gücünde önemli ölçüde bir düşüş olduğu doğru. Ancak buna rağmen,oynadığı zor maçlarda çok net pozisyonlara girerken gördük Galatasaray’ı. İlk döneminde sahip olduğu kısıtlı kadroyla da bu anlamda önemli işler yapmıştı Rumen Hoca. Devre arası yapılacak transferlerde,tüm iplerin elinde olduğunu düşünürsek,ciddi şekilde ümitvar olmak gerekiyor geleceğin Galatasaray’ı adına.

Yetersiz Kondisyon
Yukarıda bahsi geçen tüm bu güzel olayları gerçekleştirebilmenin temelinde yatan bir şey var. O da sağlam bir fizik-kondisyona sahip olmak. Rijkaard’ın bu konuda,yeterli yüklemeyi yapmadığını biliyoruz. Hagi’nin bu anlamda bir enkaz aldığını söylemek sanırım yanlış olmaz. Hagi’nin kondisyon ağırlıklı ve hızlı oyunu teşvik eden idmanlar yaptırmasının temelinde bu var aslında. Takımın kondisyonu belli bir seviyeye ulaşacak ki;sen takımına istediklerini yaptırabilesin.
Birden takıma yüklenmek istemiyor Hagi. Damlaya damlaya göl olur misali,her hafta ufak ufak artıyor Galatasaray’ın kondisyonu. Devre arası ise muhtemelen yüksek çapta bir yükleme Galatasaraylı futbolcuları bekliyor olacak.

Galatasaray’ın tek umudu,güvenmesi gerektiği tek dal Gheorghe Hagi. Hagi olmasaydı da başkası olsaydı,değişen hiçbir şey olmayacaktı Galatasaray’da. Öncelikle bunu iyi bilmek gerekir. Hagi eyvallah’ı olmayan bir isim ve istediği kadroyu kuracağına da yüzde yüz eminim. İkinci yarı ciddi bir toparlanma evresine girecektir Galatasaray. Buna neden olabilecek bir sürü etken var. Galatasaray taraftarının yapması gereken sadece Hagi’ye destek olmak ve Hagi’ye güvenmek.

Artık teknik direktör sirkülasyonuna bir son vermeli Galatasaray. Frank Rijkaard ile bu sirkülasyon sonra erebilirdi ama bazı nedenler buna engel oldu. Umarım Hagi ile beraber bu son bulur ve bir istikrar yakalanır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder