14 Aralık 2010 Salı

Guti’ye Yapılan Ayıp




Aslında çok düşündüm başlığı nasıl atsam diye. Çünkü iki olaya değineceğim Guti’nin özne olduğu…

Madem ki başlığı bu şekilde attık,ilk olarak Guti’nin kırmızı kartını ‘’’Yılbaşı yaklaştı ya,ondan gördü’’ diyenlere değinelim.

En basit şekliyle bir argüman koyacağım ortaya. Teferruatlara girmeyeceğim hiç. Bu adamın bu tarz bir düşüncesi olsa, bunu ligin son hafta maçında mı yapardı yoksa kırmızı kartı gördüğü maçta mı yapardı ? Çok basit soru,cevabı da belli. Guti’nin öyle bir düşüncesi olsa,ligin son maçında kırmızı kart görür,bu sayede kupa maçından da muaf olur ve ülkesine giderdi. Ancak bu adam böyle bir düşüncede değil. Neden bu kadar basit düşünüyoruz anlamıyorum. Her sene aynı muhabbet dönüyor. Guti gibi bir profesyonelden,kariyerinin tamamını Real Madrid’te geçirmiş bir adamdan bunu beklemek nasıl bir hayalciliktir,hayret doğrusu. Eğer kafasında öyle bir plan varsa,Beşiktaş yönetiminden izin alır ve ülkesine de gider. Çok zor bir şey olmasa gerek bu. Neden illa her sene aynı konuyu farklı bir oyuncu üzerinden gündeme getirmeye çalışıyor medya hakikaten anlamak zor.

İkinci konuya gelelim şimdi. Benim nezdimde daha önemli bir konu bu.

Bir kural var biliyorsunuz,hakem faul verdikten sonra kart istemek,sarı kart nedeni. Hakemlerimiz bu kuralı öyle bir benimsemişler ki,elini havaya kaldırana kartı basıyorlar. Esasen bu kuralın uygulanış sebebi farklı. Buradaki temel amaç,kart isteyerek taraftarı kışkırtan oyuncuya ceza vermek. Ama bu bilgiden bağımsız bir şekilde çatır çatır kart çıkıyor oyunculara. Yine Guti’yi örnek vereceğim. Adam kendisine yapılan faulden dolayı sinirlenmiş ve reaksiyon olarak kart yok mu diyor. Taraftarı kışkırtmakla zerre alakası yok yani. Ama Kadıköy’deki Fenerbahçe-Galatasaray maçından sonra ‘’derbiyi iptal edersem taraftar aşağı inerdi’’ diyecek kadar kurallardan bağımsız yaşayan Bünyamin Gezer,kurallar(!) gereği Guti’yi oyundan atıyor. Bu karar tamamen Bünyamin Gezer’in otoritesinin sarsılmaması adına vermiş olduğu bir karar. Aksi kesinlikle inkar edilemez.

Hakeza Skibbe zamanında Ali Sami Yen’de oynanan ve Galatasaray’ın 4-2 üstünlüğü ile sonuçlanan maçta,aynı olay Delgado’nun başına geldi. Adam yine can havliyle reaksiyon gösterip,bana aynısını yaptılar kart gösterdin,şimdi göstermiyorsun dedi,tak adam derdini anlatana kadar Cüneyt Çakır tarafından çift sarı kart sebebiyle oyundan atıldı.

Son 2 senedir hakemlerimizi koruyalım diye bir kampanya başlatıldı neredeyse,hakkını teslim edelim çoğu insanda bu sessiz kampanyaya içinden destek veriyor ama bazı şeyleri de söylemek lazım.

Hem marka değerinden bahsedilsin,hem de bu kart ucuz kartlar çıksın. Sizce de bir çelişki yok mu burada ?

3 yorum:

  1. Ellerine sağlık Oğuzcan. Benim gözüme hakemler konusunda takılan şey şu oluyor hep. Avrupada mesela Cüneyt çakır maç yönetiyor ama bir o avrupada yönettiği maça bakın birde gelin burada yönettiği maça bakın. Acaba futbolculardan sonra hakemlerdemi maç seçmeye başladılar?

    YanıtlaSil
  2. İsmail,

    Hakemler son zamanlarda kendilerine olan bu gizli destekten haberdar olduğu için,daha rahat maç yönetiyorlar. Esasen bu rahatlık onlar için avantajken onlar bunu dezavantaja çeviriyorlar. Verdikleri kararların çoğunda kendilerini tatmin ediyorlar,başka bir şey değil.

    YanıtlaSil
  3. Sanırım haklısın çünkü futbolcuların özellikle bazı hakemlerin tavırlarından şikayetçi olmalarıda bunun göstergesidir.

    YanıtlaSil