27 Aralık 2010 Pazartesi

İlk Yarının Ardından: Beşiktaş




Geçen sene Galatasaray nasıl bir etki yarattıysa futbol gündemi üzerinde,aynı etkiyi bu sene Beşiktaş yaratıyor. Birçok noktada geçen seneki Galatasaray ile benzerlik içerisindeler. Rijkaard dünya çapında bir antrenördü hakeza Schuster’de öyle. Galatasaray’da transfer sihirbazı Haldun Üstünel vardı,Beşiktaş’ta Serdal Adalı. Galatasaray’ın transferleri de sansasyoneldi,Beşiktaş’ın da bu sene öyle. Bu örnekler çoğaltılabilir. Geçen seneki Galatasaray ile bu seneki Beşiktaş arasında çok ince bir fark var yalnız. Beşiktaş yönetimi teknik direktörünün arkasında duruyor. Öyle lafta kalmıyor bu ‘’arkada durmak’’. İcraatlerle bunu kanıtlıyorlar. Schuster hangi mevkiye oyuncu istiyorsa o mevkiye takviye yapıyor Beşiktaş. ‘’Hocam biz de şu oyuncuları araştırdık şunlara da bir bakıver’’ demiyor yönetim. Hoca ne isterse o alınıyor. Hani Adnan Polat bu sene dedi ya,’’biz gereken her şeyi yaptık top şimdi hocada’’ diye;işte bu lafı söylemesi gereken adam Yıldırım Demirören’dir. Çünkü Schuster ne istediyse aldı ve ‘’gerçekten’’ arkasında durdu.

Schuster’in 2.yarı ile birlikte,’’kadrom zayıf başkan’’ diye hayıflanma şansı kalmadı. İstediği kadro kuruldu. Bundan sonra Beşiktaş’ın başarı ya da başarısızlıklarının tek sorumlusu Schuster’dir.

Schuster akıllı adam. Beşiktaş’ın bu sene oynadığı Avrupa Kupası maçlarına bakın(özellikle yaz ayında oynadıkları) ve Beşiktaş’ın o maçlarda kaç tane yabancı ile oynadığını bir görün. Beşiktaş’ın yerli oyuncu kalitesi düşük,Schuster’de bunu biliyor ve Avrupa’da oynatabildiği kadar yabancı futbolcuyu oynatıyor. Kaliteli yabancı oyuncuların takıma transfer edilmesi de bu sebepten aslında. Açık konuşalım,Beşiktaş’ın ligde şampiyonluk şansı az. Türkiye Kupası da muallakta. Tutunabilecekleri tek dal UEFA Avrupa Ligi. Orada da sınırsız yabancı oynatma imkanı var. Schuster’de bunu değerlendirmek istiyor. Beşiktaş’ı 7-8 yabancı ile oynarken görebiliriz UEFA Avrupa Ligi’nde.

Beşiktaş için kritik oyuncu Ekrem. O bölgede zorunluluktan sağ bek olarak Erhan Güven oynadı ilk yarı da-ki Erhan Güven büyük takımlarda oynayacak kalitede bir topçu asla değildir- Ekrem’in sakatlığı düzelirse,Beşiktaş yabancı sınırlamasından dolayı yüksek ihtimal on birde oynatamayacağı Hibert’in yerine onu oynatabilir. Ekrem gelene kadar o boşluğu İbrahim Toraman kapatır. Çünkü Sivok ile Erhan’ın olduğu bir ortamda İbrahim Toraman’ın esamesi okunmaz stoper için.

Beşiktaş’ın orta saha ve hücum hattı ile ilgili çok fazla söylenecek bir şey yok. Zaten ilerideki 3lü hiç değişmez. Simao-Quaresma-Hugo Almeida. Bu bölgede zaten yapacağı değişiklikler kısıtlı Schuster’in. Nihat ve Bobo dönseler bile form tutmaları zaman alır çünkü.

Orta saha ise Beşiktaş’ın sahip olduğu en derinlikli bölge. Kim formdaysa o oynar. Kimse de ben niye yedek kaldım diye gıkını çıkaramaz. Hepsi birbirinden kaliteli ve hepsi direkt 11 oyuncusu.

Beşiktaş’taki ana sorun,ne Schuster ne yerli futbolcuların yetersizliği ne de hakemler. Tek sorun sağlık kurulu.

İşte Galatasaray ile bir benzerlik daha!

Biz Beşiktaşlı arkadaşları peşinen uyaralım. Eğer Acıbadem ile çalışmaya devam ederlerse,bu sakatlık sorunu artarak devam edecektir.

Tek bir örnek vereceğim bu konu ile ilgili. Geçen sene Galatasaray Cafe Crown basketbol takımında oynayan Darius Washington,bir maçta sakatlık yaşadı. Acıbadem’de mr ları falan çekildi. Sonuç 3 hafta basketbol oynayamaz çıktı. Daha sonra farklı bir hastanede şans eseri kontrolden geçen Darius Washington’ın, öyle ahım şahım bir sakatlığının olmadığı ve o hafta takımdaki yerini alabileceği açıklandı. Bu bilgiyi geçen sene Galatasaray Cafe Crown’ı çalıştıran coach Cem Akdağ paylaştı.

Teknik taktikten ziyade,2.yarıda Beşiktaş’ın dikkat etmesi gereken en önemli nokta budur. Eğer ki UEFA Avrupa Ligi’nde başarı isteniyorsa…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder