22 Temmuz 2010 Perşembe

Almanya'da Bir Derbi:Galatasaray-Fenerbahçe (II)




17 Temmuz 1996... İşte en son bu tarihte,Galatasaray ile Fenerbahçe,resmi karşılaşmalar dışında bir müsabakada birbirleriyle oynadılar.O zamandan bu zamana tam 14 sene geçti.O gün bu gündür bu iki takım,resmi maçlar dışında hiç birbirleriyle oynamıyorlardı. Ta ki 21 Temmuz 2010'a kadar.14 yıl süren aradan sonra iki takım,Borussia Park'ta ''Dostluk Kupası''adı altında birbirleriyle karşılaştılar.

Önce hakemden başlayalım.Sanırım maçtan önce hakeme,bu maçın önemini anlatmış olacaklar ki yapılan müdahalelerden sonra kartlarına başvurmakta çekingenlik göstermedi.Stadda yakılan meşalelerden sonra,topu alıp soyunma odasına gitmesi maçı ne kadar ciddiye aldığının bir göstergesi.Şunu söyleyebilirim ki hakem dün 4X4 lük maç yönetti.Çoğu kişi maça neden ara verdiğini soruyor,ama bilmiyorlar ki o yanan meşale sonucunda bir çocuğun sırtı yandı.Deri kendini yenileyemiyor maalesef.Belki de o çocuk iyileşmek için günlerce hastanede yatacak,tonlarca para harcayacak.Türkiye'de bu olayların kat be kat daha kötülerini gördüğümüz için biz olağan bir durummuş gibi karşıladık dünkü olayı.Ama sahadaki hakem,belki de hayatı boyunca ilk ve son kez bu olaydan dolayı maçı durdurdu.Zira böyle bir olayın Almanya'da olma şansı yok denecek kadar az.Bir de Selçuğun ''bir şey yapmadım abi'' modunda takılıp gördüğü kırmızı karttan bahsedelim.Selçuk demiş ki ; sarı kart bile olmayan bir pozisyonda kırmızı kart gördüm.Şimdi biz de Selçuk'a soralım o zaman.Seni çalımlayan bir rakibini arkadan,formasını çekerek yere düşürmek sarı kart değilde nedir ? Tabi Türkiye'de hakeme karşı eller kollar çok oynadığından alışkanlık yapmış olacak ki bu sefer hakeme çelme takmaya çalıştı Selçuk.En nihayetinde karşısındaki hakem Bünyamin Gezer değil.''Kırmızı kart gösterirsem tribünler sahaya iner''diye bir korkuda taşımıyor içerisinde.Atıverdi hemen Selçuk'u.Haklıydı da.


Galatasaray
Ufuk Ceylan, Ali Turan (Dk.47 Sabri Sarıoğlu), Servet Çetin, Gökhan Zan, Serkan Kurtuluş (Dk.47 Hakan Balta), Musa Çağıran (Dk.47 Ayhan Akman), Lorik Cana (Dk.47 Barış Özbek), Mustafa Sarp (Dk.80 Cumhur Yılmaztürk), Serdar Özkan (Dk.86 Caner Öztel), Arda Turan, Mehmet Batdal (Dk.62 Emre Çolak)

Fenerbahçe
Volkan Demirel, Bekir (Dk.86 Önder), Bilica, İlhan, Santos, Kazım (Dk.63 Deivid), Cristian, Selçuk, Stoch (Dk.86 Semih), Alex (Dk.63 Caner), Gökhan Ünal (Dk.81 Gökay)

Bunlarda iki takımın maça başladığı 11 ler.
Evvela Galatasaray ile başlayalım.

İlk yarı boyunca öyle bir görüntü sergiledi ki Galatasaray;sanki takımdan Arda'yı çıkarsak, takım orta sahayı bile geçemeyecek.Allah'ı var kaptan da fevkalede bir oyun çıkardı dün.Hem ilk yarı hem ikinci yarı.Lakin orta sahada görev alan 3 isim(Sarp,Musa,Cana) toptan kaçıp bütün sorumluluğu Arda'ya ve sağ kanattaki Serdar Özkan'a yükleyince,top yapmaktan yoksun,Arda'ya endeksli bir takım çıktı ortaya.Tabi Lorik Cana'nın da daha maçın başında sarı kart görüp oyundan sinmeside bunda etkili olan diğer bir etken.Sarp ise geçen sene Mehmet Topal'ı hangi yönlerden eleştiriyorsak,bu sene o eleştirdiğimiz yönleri kendisinde toplamış.Yanındaki oyuncuya ''refakatçi''muamelesi gösteriyor ve rakibin yanında sadece gölge yapıyor. Zaten Cristian gibi yetenek bazında zayıf bir adamdan yediği çalım bunun en açık göstergesi.Geçen seneye fırtına gibi giren Mustafa Sarp'tan eser yok.Her geçen süre geriye doğru gidiyor.Bu böyle devam ederse,gelmesi muhtemel yabancı orta saha oyuncusundan sonra kesik yemesi muhtemel.İlk yarıda göze çarpan bir diğer nüans ise Mehmet Batdal'ın fizik güç anlamında ne kadar kuvvetli olduğu.Bilica olsun,İlhan olsun bu adamlarla girdiği ikili mücadelelerin çoğunu kazandı.Ayağına da çok hakim,topu iyi saklıyor,iyi servis ediyor kanatlara.Genç Serkan Kurtuluş Arda'ya biraz daha yardıma gelebilseydi ,hem Arda'yı rahatlatmış olacaktı hem de bir Fenerbahçeliyi daha yanına çekerek,rakibin ceza sahası içerisinde bir adam daha eksilmesine vesile olacaktı.Bunların hiçbiri gerçekleşmeyince,orta sahadan istenilen destek gelmeyip oyun Arda'ya endekslenince,ilk yarıda vasat bir Galatasaray ortaya çıktı.

İkinci yarıda ise durum biraz daha farklıydı.Sabri,Hakan Balta,Ayhan ve Barış'ın girmesi dengeleri Galatasaray lehine fazlasıyla çevirdi.Ayhan gibi takımın genelde el freni olan,yan pas geri pas üstadı bir adamın bile oyuna dahil oluşu Galatasaray'ın çehresini değiştirdi.Buradan da şunu anlayabiliyoruz ki Ne Lorik Cana ne de M.Sarp ilk yarı boyunca topu kullanma bazında takıma hiçbir yarar sağlamamışlar.Ayhan sadece tekniğinin verdiği avantajla orta sahada cirit attı ve oyunun üstünlüğünün Galatasaray'a geçmesini sağladı.Rijkaard bu sene Barış'ı daha farklı bir mevkide kullanıyor.Orta sahada,hem pozisyonunu kaybettiği gerekçesiyle hem de tekniğinin orta saha oynayacak düzeyde olmaması sebebiyle sağ açık gibi oynatıyor genç oyuncuyu.Tabi Ali Turan'ın maç eksikliğinin olması ve bir bek oyuncusunda bulunması gereken hücüm özelliklerine sahip olmaması sebebiyle ilk yarıda Ali Turan'dan beklenen verim alınamadı.Sabri savunma sertliğinden ziyade,hücum yönünde takıma zenginlik kazandırdı.Ayrıca Stoch'u da sindirmeyi başardı.Serdar Özkan ikinci yarı boyunca Fenerbahçe sağ kanadını duman etti,defalarca adam çalımladı,içeriye ekarte etti lakin o öldürücü darbeyi yapacak santraforun ve golcü orta sahanın eksikliği,Galatasaray'ın aradığı golü bulmasına engel oldu.İlerleyen dakikalarda da Mehmet Batdal'ın da oyundan alınışı,Galatasaray için gol atma umudunu bu maç için sona erdiren bir gelişme oluyordu.Buna rağmen maçın son dakikasında Arda,ayağına ya da kafasına(!) fırsatı değerlendirse maç berabere bitmiş olacaktı.Tabiki gönül ikinci yarısında bu kadar üstün oynadığımız bir maçı kazanmak isterdi ama olmadı.Buradan ders çıkarmak önemli.Rijkaard'ın maç sonu açıklamaları mühim.Galatasaray.org da yazmıyor ama,bir internet sitesinde orta sahaya vurgu yaparak oraya transfer yapılması gerektiğinin altını çizmiş.Lorik Cana hücum yönünde takımı sırtlayacak bir oyuncu değil.Ama savunma yönünde takıma level atlatabilecek bir topçu.Yanına oyununun iki yönünüde iyi oynayabilen bir orta saha adamı alınırsa,hem gol yollarında alternatifi bol hem de savunma anlamında daha komple bir Galatasaray izlememiz mümkün.

Biraz da Fenerbahçe'ye değinelim.

Baştan söyleyeim,Fenerbahçe'nin henüz maçın başında 10 kişi kalması onlar için büyük dezavantaj oldu.Haftaya oynayacakları Young Boys maçı öncesi kendilerini pek fazla tartamamış oldular .Ancak Selçuk'un kırmızı kartına kadar olan bölümle ilgili birşeyler söylememiz gerekirse,Fenerbahçe'nin anladığım kadarıyla bu seneki oyun planı kanat ağırlıklı olacak.Yani Alex'i takım çok sıkıştığı zaman kullanacaklar.(Tabi bu bölümde Alex sahada olacak o ayrı.Ama pasif kalacak).İssiar Dia transferinin de bu anlamda önemli bir hamle olabileceğini söylemek lazım.Ama Dia doğru isim mi orası tartışılır.Eğer medyada geçen paralar verildiyse bu adama,bundan daha iyisi muhakkak alınırdı.Benim Fenerbahçe'de dikkatimi çeken Stoch oldu.Gerek ilk yarı olsun gerek ikinci yarı olsun bir şeyler yapmaya çalışan bir iki adamdan biriydi.Özellikle ilk yarı Ali Turan'ı iyi kapattı.İleri geri oynayarak savunmasına yardıma geldi ve orada Andre Santos'a büyük kolaylık sağladı.

İkinci yarı 10 kişi olmanında verdiği dezavantajla,sinmiş bir Fenerbahçe izledik.Tamamen kendi yarı sahasına kapanmış,Stoch ileride topla buluşursa orta sahayı geçebilen, hücum oyunu anlamında fakir bir Fenerbahçe..Tabi Emre'nin orta sahaya dahil olacak olması Fenerbahçe orta sahasına ivme kazandırır.Ama Bilicalı ve İlhan'lı savunma SOS veriyor.Dün gece Baros ya da Kewell'dan biri sahada olsaydı,bugün gazetelerde defansta oynayan ikili(Özellikle Bilica)idam sehpasına konmuş olacaktı.Dediğim gibi Fenerbahçe'nin 10 kişi kalmış olması onlar hakkında fazla bir şey söylememizi engelledi.Ama skora aldanmamaları lazım kesinlikle.Galatasaray'ın hazır olmadığını da varsayarsak,Fenerbahçe'nin mevcut kadro kalitesinde de fazla değişiklik olmayacağını düşünürsek,eldeki malzemeyle maksimum verim nasıl alabilir,bunu düşünmeli Aykut Kocaman.Yoksa kendisi açısından sıkıntılı bir sezon olur

2 yorum: