26 Ocak 2011 Çarşamba

Beşiktaş:2-1:Trabzonspor



İki perdeli bir maç izledik aslında. İlk yarısını Beşiktaş’ın domine edip,Trabzonspor’un izlediği;ikinci yarısında ise Trabzonspor’un kendine gelip,Beşiktaş’ı oyundan düşürdüğü.

Dedik ya,iki perdeli bir maç… Hal böyle olunca her iki yarıyı da kendi içerisinde değerlendirmek gerekiyor.

İlk yarı ile başlayalım.

Yaptığı transferlerden sonra müthiş bir hava yakalayan Beşiktaş;Bucaspor’a da 5 tane atınca kaymaklı ekmek kadayıfı oldu adeta. Her ne kadar bazı şeylerin göstergesi olsa da,çokta fazla gaza gelmenin sakıncalı olacağı bir maçtı Bucaspor maçı. Asıl gösterge Trabzonspor maçı olacaktı.

İlk yarı adeta kendi çaldı kendi söyledi Beşiktaş. Bunda; Beşiktaş’ın güçlü hücum silahlarının etkili oynamasının yanı sıra,Trabzonspor’un rotasyon sonucu ortaya çıkan kadrosu da önemli rol oynadı.

Trabzonspor fazlasıyla çekingen başladı maça. Özellikle Piotr ve Pawel Brozek kardeşlerin ilk kez 11 de maça başlaması,Tayfun’un uzun süre sonra kadroya girmesi ve en önemlisi Beşiktaş’ın seyircisiyle birlikte harika bir hava yakalaması bu çekingenliğin başlıca nedenleriydi.

Forvette oynayan Brozek birşeyler yapma niyetindeydi fakat rahatça anlaşabileceği bir adam olmadı Trabzonspor takımında. Alanziho’nun ilk yarı boyunca silik bir görüntü sergilemesi,Pawel Brozek’i de fazlasıyla etkiledi. Yattara kendi çabasıyla birşeyler başarmaya çalıştı fakat başarılı olamadı.

Beşiktaş ise beklenildiği üzere fırtına gibi başladı maça. Zira Trabzonspor’u-lideri-yenip birşeyler kanıtlama çabası içerisindeydiler. Özellikle kanatlarda Simao ve Quaresma müthiş işler yaptılar. Bunlara bir de Guti’nin olağanüstü futbol bilgisi eklenince;kabus gibi çöktüler Trabzonspor’un üzerine.

İlk yarım saatte iki gol bulması, Beşiktaş’ın varolan özgüvenini fazlasıyla artırdı. İlk yarı için soyunma odasına gidilirken,herkesin aklında ‘’fark olur’’düşüncesi hakimdi.

Madalyonun Diğer Yüzü

İkinci yarı ise bambaşka bir görüntü vardı. İkinci yarının hemen başında Trabzonspor’un Alanzinho ile gol bulması ve akabinde gelişen pozisyonda Pawel Brozek’in topunun direkten dönmesi maça heyecan,Beşiktaşlılara korku getirdi.
Trabzonspor kendini bulmuştu. Her ne kadar rotasyona gitmiş olsalarda,takım olmanın verdiği avantajı fazlasıyla kullandılar. Bunlara bir de sahip oldukları yeterli kondisyon eklenince,maç Beşiktaş’ın kontrolünden çıktı ve ibre az da olsa Trabzonspor’a döndü.

Trabzonspor hücumda da artık etkiliydi. Bundaki temel neden Alanzinho’nun sazı eline almış olmasıydı. Trabzonspor’un as kadrosunda bu işi yapan Colman ve Selçuk vardı ancak onların bugün 11 de olmaması,yükü Alanzinho’nun üstlenmesine neden oldu. İlk yarı bunu başarıyla yapamasa da,ikinci yarı görevini fazlasıyla yaptı. Bu sayede Brozek’te varlığını hissettirmeye başladı. Zira artık anlaşabildiği bir adam bulabilmişti takımda. Colman ve Selçuk geldikten sonra daha fazla fayda sağlayacaktır Trabzonspor’a.

Beşiktaş ise erken gelen golle sarsıldı. İlk yarıdaki formu ikinci yarıda yakalayamadılar. Hücumdan geriye dönüşlerde sıkıntı yaşayınca da;kalelerinde pozisyon vermeye başladılar. Ayrıca defansta sıkıntı yaşadıkları da bir gerçek. Ersan insanüstü bir mücadele sergiliyor bu sayede İbrahim Toraman’ın açıkları da kapanmış oluyor. Sivok-Ersan ikilisi Beşiktaş’ın stoperindeki ideal ikili gibi gözüküyor. Ancak yabancı kısıtlaması bu ikilinin birlikte oynaması açısından sorun teşkil edebilir.

Trabzonspor bugün sertlikten uzak bir takım görünümündeydi. Açıkçası bu durum Beşiktaş’ın işine yaradı.Beşiktaş; Gerek Avrupa’da gerekse ligin ilerleyen haftalarında, çok daha sert takımlarla karşılaşacak. O maçlarda ciddi sıkıntı yaşabilir.

Trabzonspor içinse kupadan eleniş,ister istemez moralleri bozacaktır. Akılları Fenerbahçe maçındaydı bu da inkar edilemez. Pazar günü Fenerbahçe’nin çok da zorlanacağını düşünmüyordum ancak bugünkü maçtan sonra bu fikrim ufakta olsa sekteye uğradı. Maçı yine Fenerbahçe’nin kazanacağını düşünüyorum fakat işleri düşündüğüm kadar kolay olmayacaktır. Çok çok sert bir maç bizleri bekliyor olacak.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder