4 Eylül 2010 Cumartesi

Adnan Polat'ın Açıklamaları



Galatasaray Spor Kulübü Başkanı Adnan Polat,dün gece NTVSPOR'da yüzde yüz futbol programına katıldı. Gündemdeki konular hakkında da açık ve net açıklamalarda bulundu başkan.

Adnan Polat'ın dünkü açıklamalarından sonra dahi,onu eleştirecek bir sürü insan olacağını tahmin etmiştim açıkçası.

Şunu açıkça belirtmek lazım ; Adnan Polat'ı sportif başarılar dışında,herhangi bir konuda eleştiren bir kişi görürseniz,bilin ki o kişi Adnan Polat'ı sırf egolarını tatmin etmek için eleştiriyordur.

Zaman zaman, destekledikleri takımın bir ''Spor Kulübü'' olduğunu unutan çok sayıda insan var. Amatör branşları takip etmeyebilirsin ancak oraya yapılmış yatırımlara,oradaki gelişmelere kayıtsız kalamazsın. Eğer kayıtsız kalıyorsan; başkanla ilgili değerlendirmede de bulunamazsın. Açık ve net. Çünkü Adnan Polat sadece ''futbol''dan sorumlu bir başkan değil.

Rıdvan Dilmen'in objektiflikten uzak,bir futbolcu ile sohbet ediyormuşçasına takındığı tavır beni inanılmaz rahatsız etti. Rıdvan Dilmen'in,bu zamana kadar çıkmış olduğu hemen hemen tüm Yüzde yüz futbol programlarında Fenerbahçe Sempatizanlığı yaptığını biliyoruz. Bir umut Fenerbahçeliliğini bu programa yansıtmaz diye programı izlemeye başladım. Ne kadar gariptir ki yine yanılmadığımı gördüm. Adnan Polat Galatasaray'dan bahsederken, ''bizde de böyle başkanım'' diyerek konuşmanın ortasına girmesi ve soru sorarken daldan dala atlayıp,lafı bir türlü istediği yere getirememesi, konuşmayı hafifte olsa sekteye uğratan gelişme oldu.

Adnan Polat gayet kendinden emin bir şekilde, idari konularda gerekli bilgileri verdi. Açıkçası idari konulardaki başarısından dolayı,Adnan Polat'ın tebrik etmemiz lazım,hakkı ödenmez. Daha 3-4 yıl öncesine kadar Galatasaraylı futbolcuların başrol oynadığı ''para''temalı karikatürleri,internet ortamlarında hemen her gün görüyorduk. Oyuncuların parasının ödenmediği,takım için gerekli transferlerin yapılamadığı bu yılları yaşadık ve ne kadar sıkıntılı dönemler olduğunu biliyoruz. Bizim için karanlık olan bu yıllar, Adnan Polat'ın yönetime girmesi ile birlikte yavaş yavaş yerini aydınlığa bıraktı. Adnan Polat'ta dün gece''Galatasaray tünelden çıktı'' diyerek; finansal anlamda Galatasaray'ın önünün artık açık olduğunu müjdeledi.(Zaten öyle olmasa yıllardır ortalıkta gözükmeyen akbabalar ortaya çıkmazdı).

Dün dile getirilen bir diğer önemli cümle de şu ; ''sportif başarıların sürekli hale gelebilmesi için iyi bir idari yapıya sahip olmak gerekir''. Bu cümle;aslında, Galatasaray'ın UEFA Kupasından sonraki dönemini çok iyi anlatıyor.O dönem Türkiye'de rakipsiz olan,Avrupa'da ise devleri titreten Galatasaray'ın başarılarının, neden sürekli olmadığını anlayabiliyoruz. Faruk Süren sportif anlamda inanılmaz bir başkan ama idari olarak Galatasaray'ı iyi yönetemedi ve kulüp, ileriye gitmesi gerekirken 10 yıl geriye gitti.(Türkiye tarihinin en büyük başarıları olan UEFA Kupası ile Süper Kupa Şampiyonluğu dahi paraya çevrilemedi). Galatasaray bu anlamda zor günler geçirdi. Ama bu günler geride kaldı.Galatasaray yavaş yavaş düzlüğe çıkıyor. İdari yapı düzeltilirken futbol takımı da ihmal edilmiyor. Ezeli rakip Fenerbahçe stadını yapıp gelirlerini ikiye katlarken,Galatasaray gelirlerinde düşüş yaşıyordu. Buna rağmen Fenerbahçe,sportif olarak Galatasaray'ı geçmeyi başaramadı. Fenerbahçe, tarihinin en iyi kadrolarından birini kurduğu, 2005-2006 sezonunda bile şampiyonluğu Galatasaray'a kaptırdı. Ki o şampiyonluk çok stratejik bir şampiyonluktu. Fenerbahçe'nin olası bir 4 yıl üst üste şampiyonluk şansının önüne geçiliyordu.

Adnan Polat,sportif başarıyı yakalayabilmek adına çok önemli bir ismi getirdi takımın başına,Frank Rijkaard. Geçen sene bireysel hatalar olmasa,Türkiye Liginde şampiyonluğu çok rahat alabilirdi Galatasaray. Avrupa'da ise,şu an Fenerbahçe forması giyen Caner Erkin'in amatörce davranışları nedeni ile Atletico Madrid'e elenildi. O Atletico Madrid,gitti UEFA Avrupa Ligini kazandı,yetmedi Süper Kupayı aldı. Galatasaray'daki şanssızlık, müptelası olduğu Şampiyonlar Ligine bir türlü girememesi. Oraya adımını bir atabilse Galatasaray, aslında herşey düzelecek. Beklenen sportif başarıda böylece gelmiş olacak. Adnan Polat'ın da tüm hedefleri bu doğrultuda. Dün gece zaten- açık açık olmasa da,-takımla geçen sene yeteri kadar ilgilenemediğini söyledi başkan. Bu sene takımın herşeyi ile ilgileneceğim diyerek inceden bir mesajda veriyordu.

Yazıyı bitirmeden önce,gerek medya, gerek taraftarlar tarafından inanılmaz derecede abartılan bir konuya değinmek istiyorum.

Jovanovic sorunsalına..

Prekazi iyi futbolcudur. Her ne kadar kendisini canlı şekilde izleme fırsatına nail olamasam da ; etrafımızdaki büyüklerden duyduğumuz bu. Galatasaray'ın efsane futbolcuları arasındadır,bu da doğru. Ama unutulmaması gereken bir şey var. Kimse Galatasaray'dan büyük değildir. Prekazi zaten açık açık söylüyor,Jovanovic transferinde para konularını ben konuşmam,menejeriyle konuşmalılar bu konuyu diye. Galatasaray yönetimi de Prekazi'nin önerisini dikkate alıp,bu futbolcuyu İstanbul'a çağırıyor ve menejeriyle görüşüyor. Netice itibariyle anlaşma sağlanamıyor. Bir futbolcu İstanbul'a geldi diye,anlaşma sağlanacak diye bir kural yok. Prekazi' de kendi takımının altyapısında yetiştiği için bu futbolcu,transfer gerçekleşmeyince biraz duygusal davranıp,içerliyor. Gelin görün ki bir kesim Galatasaray taraftarı, bu duruma sinirleniyor ve birden ortaya ''VEFA'' sözcüğünü atıyorlar. Tabi Hagi teknik direktör olduğu zamanlarda istifaya davet edilirken bu sözcük kullanılmıyordu. Ya da Bülent Korkmaz ilk geldiği zaman ''Büyük Kaptan ve Ekibini Sonuna Kadar Arkasındayız'' diye pankart açtıktan, 5-6 hafta sonra ''Bülent İstifa'' diye bağırırlarken,bu sözcüğün varlığından haberleri yoktu.

Bunları yapanların niyeti belli. Başkan'a bu ayıbı temizle demeden önce,kendi ayıplarını temizlemeleri gerekiyor.

Toparlarsak; Başkan'ın açıklamaları gayet yerinde ve makul açıklamalardı. Merak edilen bütün sorulara içtenlikle cevap verdi. Kendisine atılan ''şerefsizce''iftiraları da çok güzel bertaraf etti.

Seninde söylediğin gibi başkan, Galatasaray taraftarı seni tanıyor ve sana inanıyor.

1 yorum:

  1. Rıdvanı ilk defa bu kadar gergin, pısırık gördüm nasıl söylenir korkarak konuşuyordu :). Başkan kendinden emin laflar iyi topa tuttu herkesi.. Bi ara güntekinde sinirlendi beşiktaşlı oldğnu bliyorm ben dedi rakiplernz kimdir ligde diye fenevbahçe diyince afalladı enayi..

    YanıtlaSil