21 Eylül 2010 Salı

Kararlardaki Tutarsızlık




Dün çok güzel bir maç olacağı düşüncesiyle ekran karşısında geçtim. Galatasaraylı birisi olarak, Bursa'nın puan kaybetmesini istiyordum ve objektif olarak maç öncesine baktığımda da,bu isteğimin gerçekleşeceğini umuyordum.

Bursa beklediğimden daha tempolu,Gaziantepspor'da daha tutuk başladı. Ortada giden bir maçken,önce Ömer Erdoğan'ın golü geldi,ardından da Deniz Çoban'ın maçı tatil kararı.

Tabi Bursa'nın böyle bir deplasmandan bedava 3 puan alması canımı sıktı. Tabi bu,taraftarlık penceresinden baktığımız zaman görünen kısım. Yaşananlara bir futbolsever olarak baktığımızda ise,durum çok daha vahim.

Talimatlar gereği,artık en ufak bir yaralanmada dahi maçlar oynatılmayacak ve hakemler maçı tatil edecek. Buna eyvallah. Ama insanın aklına farklı sorularda gelmiyor değil.

Geçmişten günümüze gelelim. 2006-2007 sezonunda Kadıköy'de oynanan derbi maçta,Mondragon'a ses bombası atıldı. Bakın çakmak falan değil,ses bombası. Hakem bir-iki anonsla olayı geçiştirdi ve maç devam etti. Sonrasında Fenerbahçe'ye verilen ceza ise çok daha komikti. Önce bir maç sahası kapandı,ardından tarafsız sahada oynama cezası verildi. Ceza olarak maçını oynayacağı stadda İzmir Atatürk Stadı. Fenerbahçe'nin kendi stadından daha büyük bir stadda,şampiyonluk maçına çıkartıldı Fenerbahçe.

Bu maçın rövanşında, iki takım Ali Sami Yen'de karşılaştı. 19 Mayıs'ta. O maçtada, bu sefer Galatasaray taraftarları tarafından, inanılmaz bir pet şişe yağmuruna tutuldu Fenerbahçeli oyuncular(Kadıköy'de kendilerine yıllardır yapılanın bir birikimi de denilebilir bu yapılanlara). Kadıköy'deki maç nasıl tatil edilmeliyse,bu maçta öyle tatil edilmeliydi ama o maçın hakemi de maçı oynatma seçeneğini kullandı.

Ve geçen sene. Yine Kadıköy'de oynanan bir Fenerbahçe-Galatasaray maçında, oyuncuların ısınma hareketleri yaptığı bir esnada,yardımcı hakemin kafasına bir cisim atılarak hakemin kafası yarıldı. Maçın başlamadan tatil edilmesi gerekirken,Bünyamin Gezer maçı oynatmayı seçti. Maçtan sonra bu maçı neden oynattığı ile ilgili soruya verdiği cevap ise,tam bir skandaldı. ''Maçı oynatmasam,seyirci sahaya inerdi''
Halihazırda bu örnekler önümüzde dururken,Tolunay Kafkas'ın yapmış olduğu feveran,gayet normal.

Maçın oynatılmama kararı yüzde yüz doğru ancak, bu örnekler ortadayken, insanların '''bu maç oynanmalıydı'' düşüncelerine de saygı göstermek gerekiyor. Gerekli önlemler alınmadığı sürece bu ülkede maç oynanması,çok zor hale gelebilir.

Çünkü herkes bu gücü kendinde bulacak artık. Sahaya atılacak en ufak bir yabancı cisimde maçlar tatil edilecek. Eğer edilmezse,dünkü maçtan yola çıkarak,kişiler ya da kurumlar haklı bir şekilde serzenişte bulunacak.

4 hafta sonra Fenerbahçe-Galatasaray maçı var. Muhakkak olaylar çıkacaktır. Yine bir kendini bilmez sahaya bir şey atarsa ve maç verdiğim örneklerde olduğu gibi tatil olmazsa ne olacak ?

Muhakkak önlem alınması gerekiyor bu duruma. Futbolun marka değeri diyoruz,sahalar diyoruz bu olayların önüne geçemiyoruz. Söz konusu futbolun marka değeriyse,herkes üzerine düşen görevi yapmalı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder