19 Eylül 2010 Pazar

Fenerbahçe:1-1:Beşiktaş // Kazanan Galatasaray



Maçtan önce kadroları duyduğum zaman,Beşiktaş'ın zaten sıfır olan kazanma ihtimalinden sonra,kafamdaki beraberlik düşüncesi de sekteye uğradı. Schuster büyük bir hata yapıp,kalede Hakan Arıkan'a,forvette de Nobre'ye görev verdi. Özellikle Cenk gibi,Türkiye'deki en formda 1-2 kaleciden birini kesip,özgüveni fazla olmayan aynı zamanda hata yapmaya çok müsait olan Hakan Arıkan'la başlaması gerçekten skandaldı.

Beşiktaş için Quaresma,Guti ne kadar önemliyse; Bobo'da en az bunlar kadar önemli ve değerli. Nobre'nin 1-2 maçta yapmış olduğu çıkışa aldanıp onu koyan Schuster,elleriyle 2 puan kaybettirdi takımına.

Beşiktaş'ın sıfır olan kazanma ihtimali dedim. Ona da bir açıklık getireyim. Fenerbahçe Saraçoğlunda inanılmaz bir baskı kurarak,rakibi sindirmeyi başarıyordu. Özellikle derbilerde. Ancak bugün o ihtişamlı görüntüsünden uzak,normal bir taraftar gibiydi Fenerbahçe tribünleri. Öyleki bütün maç Beşiktaşlıların ''Beşiktaş seninle ölmeye geldik..'' diye başlayan bir tezahüratı vardı,onu dinledik.

Maça 2 büyük hata ile başlayan Schuster'in imdadına önce Hakan'ın sakatlığı yetişti. Bu hayırlı bir sakatlık oldu Beşiktaş için. Sakatlığın hayırlısı mı olur demeyin,olur.(Erciyes-Gs 2005-2006 sezonu maçı Yalçın Ayhan'ın sakatlığı). Hakan Arıkan bu tarz maçlarda hata yapma şansı en yüksek kalecilerden birisi. Özgüveni ve konsantrasyonu fazla değil,bu da onun hata yapmasına sebebiyet veriyor. Cenk ise aksine özgüveni fazla ve oyuna tam anlamıyla hakim bir kaleci. Ekrem'in sakatlığı biraz Schuster'i olumsuz etkiledi. Bobo'yu belki daha erken oyuna alabilir,oyuna daha çabuk denge getirebilirdi.

Schuster Bobo hamlesini yaparken bir tercihte bulunmak zorundaydı. Nihat'ı mı çıkaracaktı yoksa Aurelio'yu mu ? Schuster tercihini Aurelio'dan yana kullandı,bence haklıydı da. Çünkü o an durum 1-0 dı ve gole ihtiyacı vardı. Tek önlibero olarak Ernst'i bıraktı ve sol iç oynayan Guti'yi tam bir oyun kurucu olarak oynamaya sevketti. Bu değişikliğin akabinde de Beşiktaş'ın pozisyonları ve golü geldi. Daha erken bir hamle,Beşiktaş'a 3 puanı da getirirdi.



Birazda Fenerbahçe

Fenerbahçeliler bu maç ile birlikte Aykut Kocaman'a veda etmeye başlasınlar. Bunu sene başından beri deklare ediyorum. Bu iş Aykut ile olmaz. Ankaraspor'u,İstanbulspor'u ne mantıkla çalıştırdıysa,Fenerbahçe'yi de o mantıkla yönetmeye çalışıyor. Oyun değişiklikleri zaten tam bir skandal. Cristian Baroni fetişistliği almış başını gidiyor. Çünkü Baroni'yi takıma o aldırdı. Oynatmazsa olmaz. Bugünkü maçtan sonra gördük ki,artık taraftar ile arasında da bir bağ kalmamış Aykut Kocaman'ın. Maçtan sonra tribünler Aykut istifa diye bağırdılar. Bu Fenerbahçe tribünlerinde çok fazla rastladığımız bir şey değil. Oyuncu ıslıklanır hatta başkan istifaya davet edilir,ancak antrenör istifaya davet edilmezdi. En azından ben hatırlamıyorum. Varsa da öyle bir durum,bilgilendirin beni.

Fenerbahçe'nin çok şey beklediği Alex,topla ilk kez 10.dakikada bir korner atışında buluştu. Bakın 10.dk diyorum. Bu adam Fenerbahçe'nin pozisyona girmesini sağlayacak olan kişi ancak o kadar kaçak dövüşüyor ki topla çok ender buluşuyor. Zaten Hakan Arıkan'ın o fahiş hatası olmasa,Fenerbahçe'nin ilk yarıda gol bulma şansı da yoktu.

Ancak ilk golü Fenerbahçe'nin bulması,maçın bundan sonrası için hem Fenerbahçe hem de Aykut Kocaman için inanılmaz bir fırsattı. Çünkü Aykut Kocaman'ın oyun taktiği kontraatak üzerine kurulu. Zaten Dia,Stoch gibi transferleri gerçekleştirme amacı da bununla alakalı. 2. yarıda ilk yarıdan farklı olarak daha fazla pozisyona girmesi de gayet normal Fenerbahçe'nin. Eğer Niang ile Dia,Guiza'lık yapmayıp,topu ağlarla buluşturabilselerdi, bu Anadolu takımı anlayışı başarıya ulaşacaktı.

Fenerbahçe'nin defans ve hücum hattı ile orta sahası arasında büyük bir boşluk var. Selçuk ile Emre, ne rakip kalenin hemen önündeler ne de kendi yarı sahalarına yakınlar.Ortası bir yerdeler. Bu da Fenerbahçe'nin oyun kurmasını ciddi anlamda etkiliyor. Bunun sıkıntısını çokça çektiler. Emre bir şekilde kapatıyordu bu açığı ama ikinci yarıda sakatlanıp çıkınca,bunu yeterince başaramadı Fenerbahçe.

1-2 şeye daha değinip yazıyı noktalayacağım;

Maçtan önce yapılan saygı duruşu esnasında,Kadıköy'de takımlarını desteklemeye gelen Beşiktaş taraftarları,pervasızca Fenerbahçe'ye küfür etmeye başladılar. Tamam küfür edin ama saygı duruşunda bunun olması gerçekten büyük ayıp.

Volkan Demirel'i yakın çekimlerde dikkatlice izleyin. Bu kaleci her pozisyon sonrası hakeme ana avrat küfür ediyor. Bu hakemlerin dikkatini nasıl çekmiyor gerçekten anlayamıyorum. Eskiden kendi oyuncularına da küfür ederdi,artık kendisini geliştirmiş,kendi taraftarlarına da küfür etmeye başladı. Ne diyim,elbet bir gün ona da gerekli dersi birileri verir...

Tabi bu sonucun Galatasaray'a yaradığını söylememe gerek yok sanırım. Bursa'da yarın kaybederse,Galatasaray hariç, zirve yarışındaki bütün takımlar puan kaybetmiş olacak. Galatasaray ilgili maç yazımda söylediğim gibi,kaymaklı ekmek kadayıfı :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder