10 Eylül 2010 Cuma

Elano'ya Piyango



Milli maç mesaisinin sona ermesiyle birlikte,yavaş yavaş kendimizi lig maçlarına motive etmeye başlayabiliriz.

Milli maç arasından önce Eskişehir galibiyetiyle üzerindeki ölü toprağı atan,taraftarlar nezdinde beklentileri birden en üst düzeye çeken Galatasaray; bunların akabinde takıma 2 yeni isimde kazandırınca, Gaziantepspor maçı için geri sayım, haftalar öncesinden başladı. Bunların dışında,takımda haftalardır sakatlıkla mücadele eden oyuncuların iyileşmesi tüm Galatasaraylıların yüzünü güldürdü. Böylece Gaziantepspor maçı öncesi,Rijkaard'ın elinde alternatifli bir kadro oluşmuş oldu.(Özellikle hücumsal anlamda).

Misimovic'in transferi başlı başına bir olay zaten. Galatasaray'ın şu anki seviyesini %30-%40 artırıcak bir oyuncu. Komutanvari bir edayla takımı yönlendirebilecek,etrafındaki oyuncuları rahatlatabilecek,Galatasaray'ın hücumda yaşadığı sıkıntıları en aza indirgeyecek bir yıldız Misimovic.

Gerek taraftarların,gerek Rijkaard'ın,gerekse takımdaki futbolcuların bu transfere sevindikleri aşikar. Ama bu saydığım kişilerin içinde birisi var ki, o ; bu transfere herkesten fazla sevindi.
Bu isim Elano Blumer.

Elano geçen sene takıma katıldığı vakit,alışılagelmiş bir biçimde ''yeni Hagi'' damgası yedi. İlk oynadığı maçta Kayseri'ye füze yollayınca,bu söylemler daha bir gür sesle dillendirilmeye başlandı.
Birazda medyanın gazı ile bu yemi yine yedik. Elano'dan Hagivari bir oyun beklemeye başladık. Her duran topta,her top Elano'ya gelince heyecanlandık. Ondan çalımlar atıp,slalomlar yapmasını,tek başına takımı kurtarmasını bekledik. Ancak bunları yaparken,olaylara at gözlüğü ile baktık. Gerçekleri görmekten,objektif olmaktan uzaktık. Bu kadar subjektif davrandığımız bir ortamda,kendimizle çelişircesine Elano'nun Milli Takımda farklı,Galatasaray'da farklı oynadığını söyledik. Bunları söylerken gerçekleri görmemiz gerekirken,biz Elano'ya dair beklentilerimizi daha da artırma yolunu seçtik. Umarsızca Elano'dan tek başına takım olmasını istedik.

İşte bu anlamda Misimovic'in transferi,takım için olduğu kadar,Elano içinde önemli. Şunu kabul etmemiz gerekli ki; Elano tek başına takımı kurtaracak bir oyuncu değil. Elano bir takım oyuncusu. Etrafındaki oyuncular ne kadar futbolu bilir,ne kadar performanslarını yüksek tutarsa,Elano'da takıma o denli yararlı olur.


Geçen seneye dönelim.

Orta sahada top yapan oyuncu eksikliğini o kadar fazla hissettik ki ;Elano gibi hücumda etkili olan bir oyuncudan,gelip defanstan top almasını istedik. Böylece Elano'yu Elano yapan özellikleri yoksaydık. Hal böyle olunca, Elano'nun bizde yarattığı izlenim ''sıradan bir Anadolu oyuncsu''nu geçemedi.

Misimovic transferinin önemi de burada ortaya çıkıyor. Misimovic takım içinde tam bir beyin görevi üstleneceğinden;hücumda takımı yönlendirdiği kadar,defanstan orta sahaya gelen ilk toplarda yeri gelecek onunla buluşacak. Takım hücumda zorlandığı dakikalarda,ona sığınacak. Bizim Elano'dan geçen sene beklediklerimizi o gerçekleştirecek. Böylece Elano'da Brezilya Milli Takımında olduğu gibi, Galatasaray'da da çalışan bir makinenin çok önemli bir dişlisi olacak.

Rijkaard gibi bir hocanın takımında,oynatmak istediği futbolu da düşündüğümüzde, Elano ile Misimovic'in olması bir avantaj. Takımdaki diğer üst düzey oyuncuları(Arda,Kewell,Baros) da düşündüğümüzde ; bu ikilinin varlığı inanılmaz önemli. Şu ana kadar zerre yararlanamadığımız Lorik Cana'nın'da Marsilya günlerine dönmesi halinde,çok ilginç bir takım olabilir Galatasaray.

Taraftarların Gaziantepspor maçı için bu kadar heyecanlanması, yönetimin bilet fiyatlarını yüksek tutması kadar normal bir durum.

Galatasaray Dergisinin son sayıda söylediği gibi ;

''Artık hazırız. Şimdi başlıyoruz.''

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder